Dünya korona ile cebelleşirken, korona sonrası dünyanın nasıl bir yer olacağına dair tartışmalar devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda seçim sürecindeki Amerika’dan bununla doğrudan ilgili olmasa da bazı sinyaller gelmişti. Bir yandan iklim krizine karşı bir çözüm ararken bir yandan kapitalizmin içinden çıkamadığı krize de derman olabileceği düşünülen dünyanın dört bir yanında çeşitli versiyonları öne çıkarılmaya başlanan yeni-Keynesçi Yeşil Yeni Düzen programının ABD şubesi olarak “demokratik sosyalist” Sanders, Demokrat Parti adaylık seçimlerinden çekildiğini ve eski tüfek Biden’i destekleyeceğini açıkladı.
Sanders hem bir “Yeşil Yeni Düzen” hem de halkçı ekonomik adımlar vaat ediyordu. “İklim krizi sadece ülkemizin karşılaştığı en büyük zorluk değil; aynı zamanda daha adil ve eşitlikçi bir gelecek inşa etmek için en büyük fırsatımızdır, ancak hemen harekete geçmeliyiz” diyordu. Ağustos 2019’da açıkladığı Yeşil Yeni Düzen’e dair ayrıntılı ve ABD müesses nizamının yüreğini yine hoplatan planında “İklim değişikliği en zengin Amerikalılardan alınacak yüzde 70 oranında vergiyle finanse edilmeli.” diyordu.1
Sanders gençlerden ve iklim hareketinden önemli bir destek aldı. Devrimimiz (Our Revolution), Adalet Demokratları (Justice Democrats), Amerikan Demokratik Sosyalistleri, Sunrise Hareketi gibi önde gelen taban inisiyatifleri kampanyaya aktif olarak katıldı. Yine The Climate Mobilization, 350.org, Friends of the Earth ve İklim için Okul Grevi gibi gruplar da açıktan Sanders’ı desteklediklerini açıklamışlardı.2
Sanders’ın ekibinde yer alan, dünyada da büyük sempati toplayarak öne çıkan genç “sosyalist” Alexandria Ocasio-Cortez 17 Nisan’da evinden Google Hangout üzerinden hem Sanders’ın çekilmesi, hem de korona günlerinde ABD’de ilericiliğin anlamı üzerine New York Times’a bir söyleşi verdi.3 Bu söyleşide öne çıkan kısımları New York Timers’ın sunum metni ile birlikte sizlerle paylaşıyoruz.
****
Sekiz hafta önce, ülkedeki en büyük haber bir politik ölüm kalım hikayesiydi. Eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, kalabalık ve kaotik Demokratik (Parti) zeminde hayatta kalma mücadelesi veriyordu. Ön seçimlerin ilk gerçekleştiği eyaletlerde yaşadığı kayıplar daha geniş bir tartışmayı öne çıkardı: Demokrat Parti’nin geleceğini merkezcilik mi ilericilik mi domine edecekti?
Bununla kesişen aylarda, dünya bir değişim geçirdi, New York Temsilcisi Alexandria Ocasio-Cortez’e göre partinin kimlik krizini bir ölüm kalım meselesi biçiminde şekillendirirken başkanlık seçimlerinde riske edilen, umut bağlanan şeyi dönüştüren bir değişim.
Mentörü ve ideolojik ilham kaynağı, Senatör Bernie Sanders’ın başkanlık yarışının dışında kalmasıyla birlikte Ms. Ocasio-Cortez, altüst olmuş ve belirsiz politik iklimde ilerici politikların nasıl savunulacağı meselesiyle uğraşıyor. Partideki birlik süreci büyük olasılıkla onun taviz vermesini ve henüz buluşmadığı ve tamamen desteklemediği, muhtemel Demokrat aday Mr. Biden ile görüşmesini gerektirecek.
Bu sırada, onun seçim bölgesi New York City, kriz sırasında şehir sakinlerinin kargolar taşıyarak, marketleri açık tutarak ve hastanelerdeki hastaları tedavi ederek evlerinin dışında çalışmak zorunda bırakılmasıyla salgınının merkezinin de merkezi oldu.
Bugün, Ms. Ocasio-Cortez ile salgının yoksul topluluklar üzerindeki orantısız etkisi, kişilik politikaları ve ilericiliğin geleceği üzerine konuştuk.
Salgının eşitsiz etkileri üzerine
“Burada benim bölgemdeki toplulukların ağırlıklı kısmı işçi sınıfından. Yarısı da göçmen. Yüzde 75’i beyaz değil. Sadece Jackson Tepesi bölgesinde 200’ün üzerinde dil konuşuluyor. Sadece ABD’deki değil, dünyadaki çeşitliliği en yüksek bölgelerden birisiyiz. Bu benim politikama ve savunduğumuz ulusal programa yön veriyor.”
“Madonna gibi bazı insanlar salgını “büyük eşitleyici” diye adlandırırken son haftalarda gelen raporlar, koronavirüsün mevcut sosyal eşitsizlikler ile nasıl birleştiğini ortaya koydu. ABD’deki en yüksek 10 ölüm oranına sahip bölgenin 5’i benim bölgemde.”
“Bir kişinin enfeksiyon riski ve sonraki tedavilerinin kalitesi, virüsün yayılmasından önceki ulusal, ırksal ve sosyoekonomik gerçekliğe tabidir. Siyah ve kahverengi Amerikalılar’daki orantısız ölüm oranı, gelişmekte olan ülkelerde koruyucu ekipmanların eksikliği ve ünlülerin nadir ve ulaşılması zor testlere ulaşımı bu bölünmüşlüğü aydınlatıyor.”
Queens’teki evinden seslenen Ocasio-Cortez, “Pandemi boşlukta gerçekleşmiyor. Sosyal ve ekonomik bir bağlamda oluyor.” diyor.
Virüs tarafından tahrip edilen bir şehirde, çok az yer onun bölgesi kadar sert bir şekilde etkilendi. Salgının ilk haftalarında göçmenlerin tıkış tıkış yaşadığı bölgede 7 binden fazla vaka kaydedildi.
“Tamam, evden çalışmaya geçiyoruz yavaş yavaş; ama evden çalışmak büyük bir ayrıcalık. İşini uzaktan yapabilmek sınıfsal ayrımları ortaya koyuyor. Markette, hastanede, postada çalışanlar işte bu renkli deriye sahip insanlar. Düşük ücretle, saatlik ödemeyle, sağlık sigortasız çalışanlar en ön saflarda yer alıyor bu salgında.”
“İşleriyle gurur duyduklarını ifade etseler de çoğu insan hükümetin desteğini hissetmek için mücadele ediyor”, diye belirtiyor. “Birçoğu sanki mezbahaya katledilmeye gönderilmiş gibi hissediyor, çünkü uygun koruma önlemleri olmadan iş yapmaları isteniyor”, şeklindeki endişeleri dile getirip ekliyor: “‘Bizi silahsız bir şekilde savaşa gönderiyorsunuz’, diyorlar.”
“Bazen insanların kapılarını çalıp yardımlar götürüyoruz ve insanlar kapıyı korkuyla açıyorlar. Çünkü biliyorsunuz ki, ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza) bazen sivil kıyafetlerle kapıları çalıyor ve bugünlerde herkes maske taktığı için büyük bir belirsizlik var. Gıda dağıtımı yapan insanların hastalığa açık olmasına rağmen saplık sigortaları da yok üstelik.”
“Hükümetin salgınla mücadele paketi çalışan insanları düşünerek tasarlanmış değil. Modern Amerika tarihindeki en büyük şirket kurtarma ve hibe paketi. Yarısı göçmen olan benim bölgeme gelirsek, paket statüsü karışık aileleri kapsamıyor bile, yani ailesi göçmen olan ama ABD’de doğmuş çocukları, belgesiz ama vergi ödeyen aileleri.”
“Wall Street’e verilen 4 trilyon dolarlık kozu neresinden tutsanız elinizde kalır. Ama destek oyu verenlerin suçu olduğunu da düşünmüyorum. Trump ve Mitch McConnell’in esasen yaptıkları herkesi imkansız bir karar vermeye zorlamaktı.”
“Martin Luther King’in söylediği gibi yoksullar ve ezilenler için kan emici kapitalizm, zenginler için sınırsız sosyalizm. Sıradan bir insansanız, evinizden atılmak üzereyseniz omzunuz sıvazlanarak size söylenen bir sonraki sefere iyi şanslar.”
“Haftalık 600 dolara çıkan işsizlik maaşının genişlemesini eleştirmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Bu paketin belki de tek iyi yanı. Benim demek istediğim Wall Street şirketlerinin hayatta kalmak için 4 trilyon dolara ihtiyaçları olmadığı.”
Sanders’ın adaylıktan çekilmesi üzerine
Ulusal delege sayısında Mr. Biden’ın öne geçmesinden sonra ilk değerlendirmeler Mr. Sanders’ın karşı koymaya çalışan kampanyasıyla ilgiliydi. Görece daha uzaktan bakınca, Ms. Ocasio-Cortez’in neyin yanlış gittiğine dair birkaç düşüncesi var.
“Senatör Sanders, Latin seçim bölgelerinde ve Latin seçmenlerle çok iyi bir iş çıkardı. Yani, kampanyasının bizi anlamak için büyük bir çaba gösterdiğini düşünüyorum.” Yine de, bu stratejik adım, kesişimsel bir desteğe dönüşmedi.
“Açıkça ifade etmem gerekirse, siyah seçmenlere ulaşmak için yeterli çalışma yapılmadı, özellikle de Güneyli siyah seçmenler arasında”, diye durumu ortaya koyarken “öyle görünüyor ki, Güney Carolina Mr. Biden için büyük bir dönüm noktasıydı” diye belirtiyor.
Ocasio-Cortez, ilerici hareketin tek bir adaya bağlı olduğuna inanmıyor olsa da (Mr. Sanders’ın 2016’da kaybetmesinin partideki kendi kanadını güçlendiren ve ilk kez seçilmiş yeni bir kadın kongre üyesi dalgasını Capitol Hill’e gönderen bir süreç olduğuna işaret ediyor) bu tür kampanyaların doğası gereği kişilere dayalı olduğunu iddia ediyor.
Bu bağlamda Ms. Ocasio-Cortez, Mr. Sanders’ın “adaylığı alamaması anlamında kusurlu olduğunu” düşünüyor. “Hepimiz kusurluyuz. Kusursuz bir aday diye bir şey yok. Joe Biden kusurlu. Ben kusurluyum. Bernie Sanders kusurlu.”
“Salgından önce dahi bireysel sağlık hizmetleri, iklim değişikliği konusunda doğrudan eylem ve öğrenci borçlarının iptali gibi ilerici politikalar, Demokrat seçmenler arasında yüksek oranda destek gördü. Daha ılımlı adaylar delege seçimlerini kazanırken bu politikalar çoğunluğun desteğini toplamıştı.”
Beyaz Saray’ı kazanmak üzerine
“Kasım’da Joe Biden için oy kullanacağımı açıkça ifade etmek isterim. Kasım’da ortaya konulan şeyin, riskli durumda olanın ne olduğunu anlamamız çok önemli. Bazen farklı kesimlerden dostların bana bakıp sen de kim oluyorsun, sadece ilk yılındaki bir kongre üyesisin, neden bu kadar abartıyorsun dediklerini görüyorum. Bunun bir ego meselesi olduğunu söylüyorum.”
“Gençleri ve Latin halkı dışarı çıkarmalıyız, bu sadece ilericileri birleştirmekle değil, 10 yıl ya da 20 yıl sonra hala içinde yaşayabileceğimiz bir gezegenin olmasıyla alakalı. Bebeklerin yeniden kafeslere konulmayacağına, toplu tutuklama dalgalarına son verdiğimize emin olmalıyız. İlerici politikalarla seçim süreçleri üst üste bindiğinde seçimi kazanmanın en önemli görüldüğü kesimlerin bu ilerici politikaların onlar için en önemli olduğunu düşünen kesimlerle bazen aynı olmadığını düşünüyorum. Ve biliyorsunuz ki varlık banliyö seçmenlerinin seçimleri kazanmak için gerektiğine dair çok güçlü bir vurgu yapılıyor. Ve bunu anlıyorum. Trump yönetiminin sonuçlarından onların da korunması gerekiyor. Ancak bu kesimlerin bebeklerinin kafeslerde olması gibi bir dertleri yok.”
“Anketlerde ilerici politikaların popüler olduğunu görüyoruz. Biraz derine indiğimizde meselenin ırksal ve sınıfsal boyutuyla karşılaşıyoruz. Ve ben “sınıf meselelerinin” herkese ücretsiz sağlık, harçsız kamusal eğitim ve üniversite ve yaşanılabilir maaşlarla ilgili olduğu fikrindeyim. Ve Yeşil Yeni Düzen bu topluluklar arasında bu açıdan çok daha ilgi çekiyor. Bazı seçmenler arasında ICE’nin yapsının değiştirilmesi, toplu tutuklamaların durdurulması gibi konular ise çok gözde değil. Bence Joe Biden’ı birçok seçmen için çekici kılan şey “normal”e dönme isteği. Ve bu bence politikanın rahatsız edici bir gerçekliği. Birçok seçmen kağıt üstünde yazan vaatlerden çok adaydan aldığı bu tarz bir his ile desteğini sunuyor. Joe Biden dışardan bakınca Trump öncesine sembolik bir dönüşü temsil ettiği için varlıklı banliyö seçmenleri açısından ilgi çekici.”
“Renkli insanların ülkedeki en pragmatik kesim olduklarını düşünüyorum. Çünkü verdikleri kararlar onların hayatta kalışlarını belirliyor. Kasım’da sandıkta görmek istediğim aday bu muydu, hayır. İşçi sınıfının istekleriyle örtüşen aday bu muydu, hayır. Ama temsil ettiğimiz toplulukların en azından bir şansı olmasıyla hiç şansları olmaması arasında bir fark var. Ve bu insanlar zararı azaltma yönünde karar verirler genellikle. Biden ile görüşmelerin taviz ve pragmatiklik arasında böyle bir gariplik içerdiğini düşünüyorum.”
“Hangisinin daha az zarar vereceği üzerinden bir seçim yapmak istemez kimse. Demokratlar için bu iyi bir sonuç değil. Ama aradaki fark zararın azaltılmasıyla bir umudun seçilmesi, insanların geleceği için bir planın seçilmesinde. Bu henüz belirlenmiş değil.”
“Salgın başladığından beri herkes için ücretsiz sağlık politikasına destek arttı. Hükümet en fazlasından kamunun bir aracı olmalı, kamunun kendine bakmasının bir aracı. Ve bu salgın sistemimizin kırılganlığını ortaya koydu. İnsanların bana bunu neden daha önce göremedim dedikleri bir dönemden geçiyoruz. Bu ilerici hareket için bir fırsat. Bir kongre üyesi değil de, örgütleyici olarak diyebilirim ki seçim politikaları ilerici hareketin sadece bir parçası. İlerici hareket 2016’dan sonra ayakta kaldı ve Bernie’nin kampanyası öyle çok uzun yıllardır süren bir kampanya değil. Ama hareketi güçlendirdi, birçok kongre üyesi seçtirdi. Kimliksiz amorf figürlere değil, kişilere ve kişiliklere göre de oy veriyoruz.”