Onur Yılmaz’a Özgürlük! Polen Ekoloji Enstitüsü eski eşbaşkanı ve Polen Ekoloji Kolektifi üyesi Onur Yılmaz, 25 Haziran günü Türkiye’ye giriş yaparken Sabiha Gökçen Havalimanı’nda gözaltına alınmış, 27 Haziran’da ise çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanmıştır. Onur’un katıldığı panel ve etkinliklerin yanı sıra bir itirafçının beyan ve iftiraları karara gerekçe yapılmıştır. Onur, bu ülkenin bir yurttaşı, bu gezegenin bir ferdi olarak kapitalizmin yarattığı ekolojik yıkıma karşı Kazma Bırak Kampanyası’ndan Yeryüzü Sosyal Konferansı’na, Yaşam Altından Değerlidir Kampanyası’ndan halkların Glasgow Anlaşması’na geniş bir yelpazede mücadele etmiş; kendisini havanın, suyun, yaşam alanlarımızın, Ege’nin zeytinliklerini madencilerden koruma mücadelesi veren yoksul köylülerinin, Karadeniz’in ormanlarını kitle turizmi kârı peşinde…
Yazar: Polen Ekoloji
28-29 Haziran 2025 tarihinde gerçekleştirdiğimiz Polen Ekoloji Kolektifi Genel Meclis Sonuç Bildirgesi’ni sunuyoruz. Polen Ekoloji Kolektifi Genel Meclisi, 28-29 Haziran günlerinde hibrit olarak toplandı. Bir taraftan emperyalist ittifakların “3. Dünya Savaşı”na doğru bir adım daha attıkları İran’a gerçekleştirdikleri saldırıların yaşandığı, diğer yandan “süper yasa” teklifi gibi, başta maden ve enerji şirketleri olmak üzere sermayeye kuralsız, sınırsız, hukuksuz hareket etme hakkı sunan hukuk/siyaset rejimi inşasının devam ettiği, öbür taraftan da devletin önleyicilik ve etkin müdahale görevlerini terk ettiği yaz aylarının “normal”i haline gelen orman yangınların ortasında kalmış bir halk ve doğa gerçekliği içinde Türkiye’deki doğa koruma mücadelesinin geliştirilmesinin yol ve yordamlarını…
Okuyacağınız bu metin, Climaximo üyesi Sinan Eden tarafından hazırlanmıştır. Çeviri: Ezgican Özdemir Kelly Kaynak 0. Bu yazıda, örgütsel çerçeve üzerine bir tartışma yaptıktan sonra stratejik çerçeve tartışmasına geçeceğiz. Toplumsal hareketler ve strateji tartışmaları için temel terminolojiyi tanıtmayı ve açıklığa kavuşturmayı amaçlıyoruz. Benzer bir dil ve terminoloji kullanarak, yanlış anlamalardan kaynaklanan karışıklıklara kapılmadan, ortak ve farklı noktaları tespit edebilmeyi hedefliyoruz. 1. Siyasette dört örgütsel katman vardır: ideolojik, siyasi, stratejik ve taktiksel katman. İdeolojik katmanda, örgüt içinde güçlü bir teorik sağlamlaşma vardır. Siyasi partiler bu soyutlama düzeyinde örgütlenir. Siyasi katmanda ortak bir vizyon vardır. Çoğu sosyal hareket bu düzeyde örgütlenir. Stratejiler, bir…
“İlerleme anlatılarının yokluğunda dünya korkutucu bir yere dönüştü. Enkazlar, terk edilmişliklerinin dehşetini yüzümüze vuruyor. Gezegenimizin mahvolmasını engellemek şöyle dursun, hayatımızı nasıl idame ettirebileceğimizi bile kestirmek kolay değil. Ama neyse ki hala insan ve insan olmayan müttefiklerimiz var. Perişan peyzajlarımızın çalılar bürümüş hudutlarını, kapitalist disiplinin, ölçeklenebilirliğin ve terk edilmiş plantasyonların çeperlerini hala keşfe çıkabiliyoruz.” Evet, ilerleme anlatıları gitgide yok oluyor; çünkü toprağına, havasına, suyuna ve yaşama sahip çıkanların mücadelesi, ilerleme, kalkınma gibi kavramların, kullanıldığı her yerde ekolojik yıkımla sonuçlanan tahribat, kırım, tükenme, afetler anlamına geldiğini gösteriyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü tam da böyle topyekün bir saldırıya göğüs germeye çalışırken karşılıyoruz.…
Polen Bülten’in Mayıs 2025 sayısından merhaba! Bu ayın öne çıkan ekoloji haberleri bir kez daha mücadeleden dönemin yakalamamız gereken düzeyini gözler önüne seriyor. Ekolojik yıkım karşısında hızla büyütülmesi ve yaygınlaştırılması gereken bir mücadele. Ekolojik ihtilaflardaki gelişmelerde bir kez daha madencilik ve enerji santralleri öne çıkarken Diyarbakır-Kulp ve Hatay-Mağaracık’taki direnişler halkın müdahale ettiği gelişmelerdi. Şırnak’ta asker korumasında süren ormansızlaştırmaya karşı tepkiler de bir kez daha Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle ekoloji hareketinin daha güçlü ilişkilenmesi gereğini ortaya koydu. Sokakta yaşayan köpeklerin katliamına karşı AYM’nin kapısına dayanan yaşam hakkı savunucuları ayın sonunda başladıkları açlık grevi eylemlerini sürdürüyorlar. Bir yandan politik tutsakların kapatıldıkları kuyu…
Satın Al Polen Ekoloji Kitaplığı’ndan diğer kitaplar Alternatifler büyük oranda aşınmış durumda. Hâkim güçler, iklim değişikliğiyle mücadeleye katılmak yerine, onun kurbanlarını dışarıda tutacak duvarlar dikmektedir. Sorunu militarize ederek sadece kaynakların sağaltılmasını sağlayacak olası adımların atılmasını engellemekle kalmıyor, aynı zamanda yıkımın yayılışını da hızlandırıyorlar. Başka nasıl yollar izlenebilir? Bu kitabın konusu budur. Sorunun kısa cevabı, radikal bir güç değişimine ihtiyaç olduğu şeklindedir. Fakat bunu fark etmek işin bir yanıyken buna ulaşılmasını sağlayacak çoğunluğu mücadeleye çekmek başka bir yanıdır. Bu görevin bir kısmı, kapsayıcı ekolojik hedeflerin her seviyede popüler isteklere bağlanabilmesinden geçmektedir. Bir diğer kısmı ise, kolektif çıkarların somutlaştırılarak harekete geçirmesini sağlayacak…
Polen Bülten’den yeniden merhaba. Kolektifimizin 2020-22 döneminde aylık olarak hazırladığı, daha sonra Polen Dergi’nin ilk sayılarında devam ettirdiği ekolojik ihtilaflar derleme çalışmasını yeniden başlatıyoruz. Her ayın başında bir önceki ayda ülkede yaşanan öne çıkan ekolojik ihtilaflar temel başlıklar halinde başta emekçi sol basın olmak üzere haber sitelerinin çevre haberlerinden derlenerek bültenleştirilecek. Amacımız hem bir hafıza kaydı oluşturmak hem de ekolojik yıkımın gidişatını yakından takip ederek ekoloji hareketinin kendi gündemleriyle daha sıkı ilişkilenmesini sağlamak. Bülten boyunca gelişmelerin kısa özetlerini okuyabilecek ve haber kaynaklarına ulaşabileceksiniz. Bülten çalışmamızda ayrıca ihtilafların hukuki aşamalarını ve ihtilafı mücadele konusu yapan örgütleri de kayıt altına almayı sürdüreceğiz.…
İlhamımız doğanın direncinden! Yeni bir düzenin tohumlarını günbegün saçıyoruz! Kardelenler gelir aklımıza yılgınlık, yarım gönüllülük, karamsarlık peyda olan yerde; omuz omuza köprü kuran karıncalar, her bahar çiçeğe duran ağaçlar, onca şiddete rağmen başını okşatan sokağımızdaki dostlar. 1 Mayıs deyince de öyle; sıkılı yumruklar göçmen kuşların bitemeyen yolculuklarının direncine benzer, her gün sömürüye rağmen doldurur meydanları. Adına kapitalizm denen bu lanet dünya sistemi, derinleşen ekonomik ve politik krizlerini daha fazla doğa talanı, daha fazla savaş, daha fazla sömürü, yoksulluk ve baskı üzerinden çözmeye çalışıyor. Sömürünün olduğu yerde direniş vardır; biliyoruz, direnmek yaşamaktır! Yeryüzünün her karış toprağı, her damla suyu, her canlısı…
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yayın organı 24 Saat haber sitesinin iklim değişikliği ve iklim politikalarıyla ilgili sorularını Kolektifimizin İklim Çalışma Grubu adına Onur Yılmaz yanıtladı. Söyleşi: Deniz Berk Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının artmaya devam etmesinin temel sebeplerini nasıl açıklıyorsunuz? Bu artışın önlenmesi için atılması gereken ilk adımlar nelerdir? TÜİK verilerine güven hep sorunlu olsa da (ki burada da özellikle işletme bazında, enerji iletim-taşıma hatları boyunca ölçümlerin hatalı, eksik olduğunu varsayabiliriz) Mart 2025’te açıklandığı üzere Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonu 2023 yılında 598,9 milyon ton CO2 eşdeğeri hesaplandı. 2023’te emisyonlar bir önceki yıla göre %6,9 arttı. Kişi başı toplam sera gazı emisyonu…
Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Ömer Güngör’ün Kolektifimizin İklim Çalışma Grubu’ndan Onur Yılmaz ile gerçekleştirdiği söyleşinin tam halini konunun detayları açısından tekrar paylaşıyoruz. Söyleşi: Ömer Güngör 1) Türkiye ve dünyada yaşanan ani hava değişimini (bir hafta içinde 25 dereceden -5 dereceye düşmesi veya önümüzdeki hafta 15 dereceye kadar yükselmesi bekleniyor.) iklimsel bağlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durum, iklim değişikliğinin hangi yönleriyle ilişkilidir? Öncelikle bu gibi “hava durumu” anomalileri ile “iklim değişikliği”nin ayrı şeyler olduğunu belirteyim. Hava durumundaki bu aşırı sıcaklık, yağış, yağışsızlık, hortumdan fırtınalara hava olayları iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak daha sık, daha şiddetli ve daha yaygın hale geldi ve ne yazık ki…