Polen Ekoloji Kolektifi olarak Toplum ve Ütopya sitesi kolektifi ile birlikte Ankara’da Ekoloji 101 atölyesi düzenliyoruz. İlk oturumu 26 Ocak 2025’te gerçekleştirilecek atölye oturumlarını Polen Ekoloji Kolektifi üyeleri yürütecek. 4 oturumdan oluşan atölye 2 haftada bir Pazar günleri 14.30’da gerçekleşecek. “Emekoloji”, “iklim krizi”, “gıda egemenliği” ve “hayvan özgürlüğü” başlıklarındaki atölyemizde ekolojiye giriş niteliğinde sunumlar ve başlıklar çerçevesinde tartışmalar planlanmaktadır. Oturum | 2 Şubat | Emekoloji: İşçi Sınıfı ve Ekoloji Oturum | 9 Şubat | İklim Krizi Oturum | 23 Şubat | Gıda Egemenliği Oturum | 9 Mart | Hayvan Özgürlüğü Kaynak ve okuma listesi katılımcılarla paylaşılacaktır. Oturumlar yüz yüze Editör…
Yazar: Polen Ekoloji
Hayatın her alanında yıkım olarak Türkiye tarihine kaydedilen 6 Şubat depremlerinin aynı zamanda ekolojik yıkım olduğu konusundaki düşüncemiz aradan geçen iki yılda değişmedi. Bizler önyargılı olduğumuz için, sabit fikirli olduğumuz için değil; depremin yaşandığı ilk andan itibaren sergilenen politik pratikle yıkımı besleyen, derinleştiren bir süreç olduğu için böyle düşünüyoruz. Düşüncemizin bir mücadele ve örgütlenme zorunluluğu taşıdığını da baştan söylemeliyiz, çünkü gerçekler devrimcidir! Öldüren kapitalizmdir, bugün deprem bölgelerinde dayanışma ve yaşam savunuculuğunun iç içeliğini zorunlu kılan tam da budur. Deprem, oluş biçimiyle jeolojik bir olay olsa da, sonuçları açısından toplumsal olaydır. Önlenebilir her ölüm cinayettir denilen yerde, depremin yaşandığı sahanın tamamı…
Yazı, Polen Ekoloji Kolektifi İklim Çalışma Grubu tarafından hazırlanmıştır. 2024’ün kayda geçen en sıcak yıl olduğunun artık belli olduğu günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Gabar’da çıkarılan petrolün yeni rekor seviyelere çıkarılacağının müjdesini veren bir video paylaştı. Artık eskimiş kaba bir “terör” söylemiyle Gabar’ın güven ve istihdamla adının anıldığını anlatan tesis çalışanları söylediklerine kendileri de pek inanıyor gibi görünmüyor. Yine aynı günlerde bakanlığın “kızılelmasının” enerji bağımsızlığı olduğunu söyleyen Bakan meselenin ideolojik arkaplanını da açıkça ortaya koyuyor. Türkiye dünyada iklim değişikliğinden en çok etkilenecek coğrafyalardan birinde bulunuyor. Gabar’daki petrol üretimi hükümetin kapitalist kalkınmacı politikalarına ivme kazandırmakla kalmayıp, halkın hayatını…
Polen Dergi’nin 13. sayısını buradan indirebilirsiniz. Polen’den… 2024’te dünya tarihin en sıcak yazını yaşadı! İklim değişikliğinin yarattığı felaketler, kuraklık, seller, yangınlar, gıda krizi yoksul insanların yaşam koşullarını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Gezegendeki tüm canlılar ve ekosistemin bütünü, emeğin ve doğanın sömürüsüyle beslenen sermayenin saldırısı altında. Coğrafyamızda ise iklim değişikliği, emeğin ve doğanın yoğun sömürüsü sonucu halkın giderek yoksullaşmasıyla, sağlıklı ve yeterli gıdaya; temiz havaya ve suya erişim sorunlarıyla, savaşlar ve çatışmaların yarattığı yıkımlarla ilişkili olarak yaşamımızın çeşitli alanlarında her gün önemli bir gündem olarak karşımızda durmakta. Bu sayımızın dosyasında, iklim değişikliği ve sömürgecilik arasındaki ilişkiyi farklı görünümleriyle ele…
Bu yazı, NGO Shipbreaking Platform sitesindeki aslından çevrilmiştir. Gaz Maruziyeti Bir Can Aldı 31 Ağustos’ta İzmir Aliağa’daki IŞIKSAN gemi geri dönüşüm tersanesinde, Fred Olsen & Co. şirketine ait Bermuda bandıralı yüzer petrol platformu Bideford Dolphin’in söküm işlemleri sırasında bir kaza meydana geldi. Kaza, açık deniz biriminde meydana gelmiş ve çok sayıda işçinin gaza maruz kalmasına yol açmıştır. Shipbreaking Platform isimli bir sivil toplum kuruluşu tarafından toplanan bilgilere göre, dört işçi gaza maruz kalmaktan doğrudan etkilenmiştir. Bunlardan biri olan İbrahim Karakaya trajik bir şekilde hayatını kaybetti. Diğer üç işçi ise geçen hafta geç saatlerde hastaneden taburcu edildi. İbrahim Karakaya, petrol…
Röportaj: Esra Erben Orman yangınlarının artan sıklığı ve şiddeti, iklim değişikliği ve çevresel faktörlerin etkisiyle giderek daha ciddi bir tehdit haline gelmektedir. Bu durumu yakından gözlemleyen ve yangın söndürme operasyonlarında aktif olarak görev alan arama kurtarma ekibinde yer alan Mansur Karaca ile röportaj yaptık. Karaca, sorularımızı deneyimlerinden yola çıkarak cevapladı ve bize yangınların arka planındaki nedenleri, alınan önlemleri ve hayvan kurtarma çalışmalarını detaylıca anlattı. 1.Orman yangınlarının artmasında küresel ısınmanın rolü hakkında ne düşünüyorsunuz? Yangınlarda küresel ısınmanın rolü birinci sırada yer alırken daha sonra çevresel faktörler gelmektedir. Arama kurtarmacı olarak geçtiğimiz günlerde yangın bölgesinde tanık olduğum bir olaydan bahsetmek istiyorum. Bölgede…
Meclisten Geçirilmek İstenen Bu Yasa Tasarısı Nedir? İktidar, haziran ayında 2004’de çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu’nun karşısında bir yasa tasarısı öne sürdü. Bu tasarı, sokakta yaşayan hayvanların barınaklarda toplanmasını, sahiplendirilmelerini, sahiplenilmedikleri takdirde barınaklarda hapsedilmelerini buyurmaktadır. Barınaklardaki “saldırgan, bulaşıcı ve tedavi edilemeyen hastalığı olan ya da sahiplenilmesi yasak olan” hayvanların öldürüleceğini söylemektedir. Popülasyonu azaltmak bahanesiyle ise “toplum için tehlike arz edenler” kategorisi dışında konumlandırdığı hayvanların da öldürülmesinin önünü açmaktadır. Cinayet ödevini belediyelere verip yerine getirmeyenleri 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile tehdit etmektedir. Bugüne Kadar Neler Oldu? Yasa tasarısının haberinin alındığı haziran ayından itibaren İstanbul, Ankara ve İzmir gibi birçok şehirde çeşitli eylemler düzenlendi. Akp,…
Bu metin, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen Ömerli Barajı Havzası Ve Yapılması Planlanan Tuzla Biyoteknoloji Organize Sanayi Bölgesi’ne dair gerçekleştirilen toplantıda hazırlanan notlar ile oluşturulmuştur. 1. Ömerli Barajı Havzası İstanbul’un en önemli su varlıklarından olan ve koruma altında olması gereken Ömerli Barajı Havzası, son dönemde gündeme gelen projelerle birlikte gittikçe artan yapılaşma tehdidi ve kirlilik tehlikesiyle karşı karşıyadır. Doğal havza niteliğinden ötürü dereleri ve yeraltı akiferleri ile birlikte mutlak korunması gereken Ömerli Barajı Havzası mega projeler ve kentleşme baskısı ile büyük zarar görmektedir. Ömerli Havzası İstanbul’un su temin sistemi açısından da kritik öneme sahiptir. Kendi havzasından toplanan…
Polen Dergi’nin 12. sayısını buradan indirebilirsiniz. Polen Dergi’nin 12. sayısını sizlerle buluşturmaktan büyük bir heyecan duyuyoruz. Bu sayımızda “Madencilik Furyasını Durduralım” dosya konusuyla sizlerle birlikteyiz. Dosyada Bergama, Kazdağları, Giresun-Gümüşhane, güncelden Kalemoğlu, Halkidiki deneyimleri yer alıyor. Yazarımız Ayşe “Ölüler Altın Takmaz”ı inceliyor. Mazıdağı-Çınar arasındaki korkunç yangında yitirdiğimiz canları anarken öfkemizi DEDAŞ’a ve özelleştirmelerle bu felaketin zeminini hazırlayan sömürgeci kapitalist devlete yöneltiyoruz. İklim krizinin terimizi döktüğü, canımızı aldığı şu günlerde güncel iklim verilerini, iklim hareketinin olası stratejilerini tartışıyor, sınıfın iklim taleplerini bir çeviri ile ele alıyoruz. Faşizmin toplumun en ezilen kesimlerine bir kez daha yönelerek pogromlara giriştiği acı günlerde göçmen emeğiyle el…
Polen Ekoloji Kolektifi Notu: 20 Haziran’da gerçekleşen yangında kaybettiğimiz tüm canları saygıyla anıyoruz. Halk düşmanı DEDAŞ’ın başlıca sorumlu olduğu yangında devlet kurumlarının hiçbirinin ne öncesinde ne de yangında anında gerekli önlemleri almadığı tıpkı İliç ve Fırat Havzasında olduğu gibi bir kez daha görüldü. Ancak sonrasındaki adaleti ancak onları kuşatarak, mücadeleyi sahiplenerek sağlayabiliriz. Özelleştirilen elektrik dağıtımının ortaya çıkardığı bu cezasızlık hukuku aynı zamanda halkı geçimlik üretiminden alıkoyuyor, temel ihtiyaçlarından mahrum bırakıyor. Basitçe bir kötü yönetimden değil, sistematik bir düşman hukukundan bahsediyoruz. Adalet mücadelemizin de çerçevesi budur. GİRİŞ 20.06.2024 tarihinde saat 22:00 saatlerinde Diyarbakır ili Çınar ilçesi Köksalan Kırsal Mahallesinde çıkan ve…