Yazar: Polen Ekoloji

Önemli bir çarpışma günündeyiz. Ama daha önemlisi varoluşsal bir çarpışma dönemindeyiz. İliç, Akbelen, İkizdere gibi yıkım projeleri; müsilaj, asbest, mikroplastik, radyasyon gibi günbegün öldüren kirleticiler; sel, yangın, kuraklık gibi iklim felaketleri yaşamlarımızı altüst ediyor. İşçi için çalışmanın bedeli zaten yarı aç, kötü barınma koşullarında yaşarken sağlığını hepten yitirmek, felaketten felakete sürüklenirken geleceksizleşmek oluyor. Kadın ve lgbti+, ezilen inanç ve uluslardan işçiler tüm bu süreçleri daha ağır yaşarken gezegeni paylaştığımız diğer canlıların katledilmesi, metalaştırılması, yaşam koşullarının ortadan kaldırılması aynı sermaye düzeninin çarklarında öğütülenlerin kaderinin ve özgürlük mücadelesinin bir olduğu bilincini işçi sınıfı içinde giderek daha fazla yayıyor. Kimyasallarla, kirli havayla, ısı…

Devamını Oku

Kolektifin Notu: Mart ayının başında jeologlar arasında en azından 15 yıldır süren bir tartışmada önemli bir gelişme yaşandı ve 1950’lerde Antroposen devresine geçildiği önerisi Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliği’nin konuyla ilgili alt komitesinde reddedildi (Oylamanın geçerliliği ve detaylarıyla ilgili bilgiler için bkz). Bu sonuç, uzun süredir marksist bir ekoloji teori iddiası taşıyan “metabolik yarık okulu” ile “dünya ekolojisi okulu” arasındaki Kapitalosen-Antroposen çekişmesi açısından da belli bir anlam taşıyor. Sonucun bu şekilde çıkması da belki de bu farklı okullar arasındaki tartışmalardan etkilenmiş olabilir. Doğa bilimleri-sosyal bilimler arasındaki ayrıma yaklaşım da yine bu farklı görüşlerin oluşmasında bir rol oynuyordu. Antroposen’in başlangıcı belli olan…

Devamını Oku

Satın al Ünlü fizikçi Albert Einstein’ın “3. Dünya savaşında hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya savaşında taş ve sopalar olacağını biliyorum” dediği rivayet edilir. Bir büyük bilim insanına bu sözleri söyleten gerçekliğin, dünyayı birkaç kez yok edecek güçte silahların -“atom bombası”- üretilmeye başlanması olduğunu tahmin edebiliriz. Yeryüzünün tarihinde son iki yüzyıl, insan türünün faaliyetlerinden kaynaklanan sayısız felakete sahne oldu. Sömürgeleştirme kırımları, iki “Dünya Savaşı” ve soykırımlar, “atom bombası”nın icadı ve Hiroşima, Nagazaki’de “denenmesi”, sonrasında “nükleer güc”ün “barış için” kullanılmasına karar verilerek “nükleer enerji santralleri”nin açılması, ozon tabakasının delinmesi, okyanuslarda 7. Kıta olarak adlandırılacak büyüklükte bir Çöp Kıtası’nın oluşumu, ormansızlaşma,…

Devamını Oku

Max Ajl (Çatışma ve Kalkınma Çalışmaları Bölümü, Gent Üniversitesi, MECAM/Tunus Üniversitesi, Gıda Egemenliği ve Çevre Gözlemevi, Tunus | max.ajl@ugent.be) Özet: Bu makalede İsmail-Sabri Abdallah’ın çalışmaları, güncel marksist tartışmalarda marjinalleştirilen iki düşünce alanıyla bağlantılı olarak incelenmektedir: toplumsal ve ekolojik olarak “uygun” planlama ve teknolojiler ile daha geniş anlamda ulusal özgürleşme ve sömürge sonrası planlamalar. Abdallah, Cemal Abdül Nasır ve ardından Enver Sedat yönetiminde Mısır Ulusal Planlama Enstitüsü’nde kıdemli bir yetkiliydi. Ayrıca Üçüncü Dünya Forumu gibi alanlarda da önde gelen isimlerden biriydi. Kuramcı ve uygulayıcı olarak, post-kolonyal bir devlette planlamanın çok ölçekli sorunları ile uğraştı. Çalışmalarında, ağırlıklı olarak kırsal kesimde ya da…

Devamını Oku

Bu yazı, 10 Ocak 2025 tarihinde Copernicus İklim Servisi tarafından yayımlanan 2024 Yıllık İklim Özeti Raporu’nin çevirisidir. Çeviren: Derya Sever 2024 yılı, 2023’ün ardından benzeri görülmemiş küresel sıcaklıklara sahne oldu. Bu yıl aynı zamanda, ortalama sıcaklığın sanayi öncesi seviyenin 1,5°C üzerinde bir ortalamayla bittiği ilk yıl oldu. Bu eşik, iklim değişikliğinin risklerini ve etkilerini önemli ölçüde azaltmak amacıyla Paris Anlaşması tarafından belirlenmişti. Sera gazı seviyeleri ve hem hava sıcaklığı hem de deniz yüzeyi sıcaklığı için çok sayıda küresel rekor kırıldı ve bu rekorlar beraberinde seller, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları gibi aşırı olaylara neden oldu. Bu raporda sunulan veriler,…

Devamını Oku

Polen Dergi’nin 11. sayısını buradan indirebilirsiniz. Merhaba, 6-10 Şubat felaketinin yıl dönümünde yeni sayımızla karşınızdayız. Depremin devlet sayesinde büyük bir felakete dönüştü. Devlet kaç kişinin hayatını kaybettiği, kaç kişinin engelli kaldığı, evsiz barksız ve kimsesiz kaldığı konularında çelişkili açıklamalar yapıyor. Felaketin gerçek boyutları gizleniyor. Ve aradan bir yıl geçmesine rağmen, geçici barınma sorunu çözülmedi. Bunun yerine ilk baştan beri, depremin yarattığı yıkımı sermaye için nasıl karlı bir yatırıma dönüştürürüz, hesabını yaptılar, yapıyorlar. 126. Kararname, 6036 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunda yapılan değişikliklerle, yıkım alanını gasp etme, özelleştirme çalışmalarına devam ediyorlar. Özellikle Hatay’da bu gasp faaliyetleri yoğunlaşmış durumda.…

Devamını Oku

Click here for the English version Kolombiya Casanare’de 5-10 Aralık 2023’te gerçekleşecek, Polen Ekoloji’nin de örgütleyici ve katılımcıları arasında yer aldığı Yeryüzü Sosyal Konferansı nedir? 1995’ten bu yana her yıl Kasım sonunda BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf devletlerin bir araya geldiği COP İklim Zirveleri uzun süredir yeryüzündeki yaşamı büyük yıkıma uğratan ve bir acil duruma dönüşmüş iklim krizine farklı sermaye çıkarlarının yanıtıdır. Kyoto’dan, Paris’e hiçbir aşamada dünya halklarının yararı öncelenmemiştir. Şimdi, COP28’de, BAE petrol şirketi yöneticisi başkanlığında bir kez daha emperyalist kapitalist rekabetin gereksinimleri belirleyici olacak. İklim ve ekoloji örgütleri yıllardır COP’a katılarak, alternatif zirveler düzenleyerek, sürece kitle basıncı…

Devamını Oku

Türkçesi için tıklayın. What is the Earth Social Conference that will take place in Casanare, Colombia on December 5-10, 2023, where Polen Ecology is among the organizers and participants?   Since 1995, every year at the end of November, the COP gathers with the participation of states party to the UN Framework Convention on Climate Change. It is the response of different capitalist interests to the climate crisis, which has become an emergency and is devastating life on earth. From Kyoto to Paris, at no stage has the interest of the peoples of the world been prioritized. Now, at COP28,…

Devamını Oku

Polen Dergi 10. Sayısı, Sosyalist Siyaset ve Ekoloji dosyasına başlarken… Polen Ekoloji Kolektifi olarak politik-ideolojik görüşlerimiz, pratiğimiz, örgütlenme ve varoluş tarzımız kökenlerini farklı ideolojik yönelimleriyle politik ekolojik akımlarından çok, Türkiye ve Kürdistan’ın devrimci, sosyalist geleneğinden alıyor. Marksizm-leninizmin teorik birikimi, diyalektik materyalist yöntemi, devrimci ideolojik yön göstericiliğiyle Kolektif olarak bizim kapitalizmin tarihsel gelişimini doğayla ilişkisi bağlamında anlamamızda ve sınıf mücadelesinin başlıca zemini olarak ele almamızda gereken araçları sağlıyor. Coğrafyamızdaki 50 yıllık ciddi devrimci, sosyalist birikim, ekolojik çöküş koşullarının coğrafyadaki toplumsal mücadeleler için belirleyici etkenlerden biri olmasıyla aklını, gövdesini ekoloji mücadelesine de yöneltti. Uzun mücadele yıllarının teorik tutukluğunu, savunmacı pozisyonu aşmak için…

Devamını Oku

Türkiye’deki çevre/ekoloji hareketinin temel ve acil sorunlarını nasıl tanımlıyorsunuz? Bugüne kadar neler eksik yapıldı? Neleri düzeltmeyi ve/ya geliştirmeyi planlıyorsunuz? Ekoloji mücadelesinde Parti’nin rolünü nasıl tanımlıyorsunuz? Öncelikle, Türkiye’deki çevre/ekoloji hareketleri, Batı’daki burjuva demokrasilerinde ortaya çıkan çevre/ekoloji hareketlerinden çok farklı bir görünüme sahip değil. Aradaki küçük farklar ise özgül tarihsel koşullar, coğrafi unsurlar, ekosistem ve doğal kaynak yapısı gibi faktörlerden kaynaklanıyor. Bu kapsamda Türkiye’de bu hareketlerin iki temel sorunu var. Birincisi, bir “yeşil romantizm” tablosu çiziliyor. Yani, materyalizmi reddederek adeta “dini cemaatlerin” idealist tasavvurlarına benzer şekilde bir projeksiyon ortaya koyuluyor. Örneğin, sadece fosil yakıtların kullanımı yasaklansın, nükleer enerji yasaklansın gibi argümanlar odağında…

Devamını Oku