19 Haziran 2017
1. Başlangıç
Kendim de dahil soldaki birçok insan, uzun süredir ekoloji meselelerini esas mücadelenin periperisindeki ikincil meseleler olarak görüp yabana atma alışkanlığındaydı. Çevreciliğe gevşek bağlılık ya da kayıtsızlık zaman zaman hâlâ Marksist entellektüelleri karakterize etmektedir (New Left Review’ün...
Küresel ısınma ya da iklim krizinin yarattığı felaketin boyutları her geçen gün artıyor ve geri dönüşümsüz bir noktaya doğru ilerliyor. Milyarca yıllık doğa tarihinde kapitalizm son iki yüzyılda yarattığı dönüşümle büyük bir ekolojik yıkım ve yokoluş yarattı. Azami kar...
Türkiye’de AKP’li yıllara denk düşen enerji ve inşaat odaklı kalkınma politikalarının kentsel ve kırsal alanda yarattığı yıkıma karşı gelişen hareketler kendilerini genellikle çevreci, doğa savunucusu, yaşam alanı savunucusu gibi adlarla tanımlamadı. Aynı zamanda bu hareketler, gerek “taktiksel” olarak, gerekse...
Birkaç on yıl evvel bilimkurgu filmlerinin senaryosu olan “kıyamet günü” manzaraları, günümüzde ekolojik belgesellerin ve araştırmaların bilimsel konusu haline gelmiş durumda. Gittikçe büyüyen bir kitle nezdinde, insanlığın yaşam koşullarının temellerini tehdit eden ve bütün yerküreyi kapsayan bir ekolojik krizin...
“Uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız” felsefesi, hem Birinci hem de Üçüncü Dünyanın, hem sosyalist hem de kapitalist ülkelerinde ekonomik gelişmeyi yönlendirdi. Bu gelişme süreçleri bazı alanlarda ve bazı halklar açısından, insani refahta hakiki ve sürdürülebilir bir artış sağladı....
Hükümetlerin felaket için yaptıkları harcamalar kamu bütçelerini riske atarak görülmemiş düzeylere ulaştı.
İddia edilebilir ki 60'lı ve 70'li yılların devrimci hareketinin yaptığı en önemli hata kapitalizmin esnekliğini gözden kaçırmak oldu. Sıklıkla ifade edildiği biçimiyle felaketçilik fikri, yani sistemin kendi iç...
Monthly Review dergisi editörleri Brett Clark ve John Bellamy Foster’ın “Marx’s Ecology in the 21st Century” başlıklı ortak çalışması, Mart 2010’da (World Review of Political Economy, Vol. 1, No. 1, pp. 142-56) yayınlandı. Marx’ın materyalist ve metabolik bakış açısının...
“Öyle görülüyor ki, insan, doğayı egemenliği altına alırken, aynı hızla öteki insanların ya da kendi aşağılıklığının kölesi haline geliyor. Bilimin saf ışığının bile, cehaletin karanlık zemininden başka bir şeyi aydınlatamadığı görülüyor. Bütün keşiflerimiz ve ilerlememiz, maddi güçleri entelektüel bir...
İnsan, felsefe, din ve edebiyattan önce, yemek, içmek, giyinmek ve barınmak zorundadır. Bu zorunluluk nedeniyle toplumsal insan olmaya başlar başlamaz, doğayla emek harcadığı bir ilişki içerisinde var olagelmiştir. Toplumsal insanın evriminin vardığı düzey, doğayla ilişkisinde emek sürecini hangi tarzda...