Close Menu
polenekoloji.org
  • BİZ KİMİZ
    • Manifesto (Türkçe)
    • Manifesto (Kurdî)
    • Manifest (English)
    • Amaç ve İşleyiş
    • Faaliyet Raporları
  • NE YAPABİLİRİM
  • ENSTİTÜ
  • POLEN BÜLTEN
  • POLEN DERGİ
  • GÜNDEM
  • TEORİ
    • Emekoloji
    • Gıda Egemenliği
    • Hayvan Özgürlüğü
    • İklim
    • Kent Ekolojisi
    • Mücadele ve Örgütlenme
    • Marksist Ekoloji
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi
Sitede Gezinin
  • ADALET MÜCADELELERİ (28)
  • EKOLOJİ/İKLİM HAREKETLERİ (68)
  • GÜNDEM (282)
    • ETKİNLİKLER (10)
  • MEDYA (13)
    • PODCAST (6)
    • VIDEO (7)
  • SÖYLEŞİ (42)
  • TEORİ (246)
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım (26)
    • Emekoloji (18)
    • Gıda Egemenliği (18)
    • Hayvan Özgürlüğü (7)
    • İklim (22)
    • Kent Ekolojisi (26)
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi (24)
    • Marksist Ekoloji (17)
    • Mücadele ve Örgütlenme (22)
  • YAYINLAR (49)
    • Faaliyet Raporları (2)
    • Polen Bülten (19)
    • Polen Dergi Yazıları (6)
    • Polen Ekoloji Kitaplığı (7)
Facebook X (Twitter) Instagram
polenekoloji.org
  • BİZ KİMİZ
    • Manifesto (Türkçe)
    • Manifesto (Kurdî)
    • Manifest (English)
    • Amaç ve İşleyiş
    • Faaliyet Raporları
  • NE YAPABİLİRİM
  • ENSTİTÜ
  • POLEN BÜLTEN
  • POLEN DERGİ
  • GÜNDEM
  • TEORİ
    • Emekoloji
    • Gıda Egemenliği
    • Hayvan Özgürlüğü
    • İklim
    • Kent Ekolojisi
    • Mücadele ve Örgütlenme
    • Marksist Ekoloji
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi
Facebook X (Twitter) Instagram
polenekoloji.org
Home » #EMEKOLOJİ: Emeğin Ekolojisi Nedir?

#EMEKOLOJİ: Emeğin Ekolojisi Nedir?

By Cemil Aksu6 Haziran 2022Updated:7 Nisan 20243 Mins Read
emek ekoloji
Share
Twitter Email Telegram Facebook WhatsApp

Ormana zararlı olan insana da zararlıdır halk sözünde ifade edilen tek gerçeğin diğer yüzünü insana (canlılara) zararlı olan ormana da zararlıdır şeklinde ifade edebiliriz. Ekolojik yıkım, toplumsal üretim sürecinde ekstraktif ve diğer faaliyetler (enerji, yol, kentleşme, turizm vb.) esnasında başka ekosistemlere zarar verilerek yıkıma uğratılması olarak tanımlanabilir. Bu yıkımın gerçekleşmesi tarihsel üretim ilişkileri ile nitelenebilir. İnsanlığın yeryüzündeki varlığının bir ekolojik yıkım, küresel iklim krizi, biyoçeşitlilik /gıda/ su krizi gibi veçhelere ulaşarak canlı yaşamın varlık koşullarını değiştirmesi tarihsel olarak son birkaç yüzyıldaki üretim ilişkilerin geldiği veçhe ile bağlantılıdır. Küresel iklim değişikliği verileri ile atmosferdeki karbon emisyonlarının artışı ve küresel meta üretimindeki artış grafikleri arasındaki paralellik bu tarihsel ilişkiyi yansıtmaktadır. Bu açıdan ekolojik yıkımı, yeryüzündeki doğal yaşamı mümkün kılan doğal çevrim kanunlarının (karbon, su çevrimi, mevsimler vb.) sermayenin çevrim kanunlarına (en kısa zamanda en çok olma) tabi kılınması arasındaki çelişki olarak tanımlanabilir. Bir başka ifade ile sermayenin zaman yasasının doğanın zamanına hükmetmeye çalışmasıdır.

Emeğin ekolojisi, ekolojik yıkımın, bizzat işçinin bedeninde gerçekleşmesini tanımlar. Üretim sürecinde kullanılan hammaddelerin çıkarılması (ekstrativite), işlenmesi ve sonrasında işçinin maruz kaldığı envai çeşit kimyasalların ve gazların; üretim sürecinde kullanılan teknolojilerin; üretim sürecinin sonunda oluşan atıkların direkt ya da havaya, suya, toprağa karışarak dolaylı yoldan işçinin bedenini zehirlemesi, onu hasta yapması ve görece uzun bir ölümü yaşatmasına emeğin ekolojik yıkımı diyoruz. Marx’ın doğayı insanın inorganik bedeni olarak tanımlamasından hareketle, emeğin ekolojik yıkımı, sermayenin hareket ederken hem inorganik hem de -ondan ancak belli soyutlamalarla ayrılan- organik bedeni yıkıma uğratmasıdır. Burada yıkım bizzat üretim sürecine içseldir.

Emeğin ekolojik yıkımı, genel literatürde “meslek hastalıkları” olarak ifade edilmekte, bu biçimde burjuva iş hukukuna dahil edilmektedir. Bununla beraber meslek hastalıklarının nedenleri, tanılanması ve teşhisi ile ilgili hiçbir denetleme, raporlama ve cezai sorumluluk gibi kriterler uygulanmamaktadır. Bununla birlikte Türkiye’de bu alanda hiçbir resmi veri olmadığı için somut durum tam olarak bilinmiyor. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından yapılan araştırmalar baz alındığında Türkiye’de günde en az 20-30 işçinin meslek hastalıkları sonucu öldüğü; tüm kanser kaynaklı ölümlerin EN AZ %10’u mesleki kanserlerden (senede en az 13.000 ölüm demek!) kaynaklandığı; senede 200.000- 300.000 arası işçinin meslek hastalıklarına yakalandığı tahmin ediliyor.

Marx’ın ortaya koyduğu gibi, emekçiler zenginler için mucizeler yaratırken kendisinin payına yoksulluktan, hastalıktan ve ölümden başka bir şey düşmemektedir. Bu yüzden emek mücadelesi her durumda “iş, ekmek” mücadelesi değildir. İş olsa da ve ekmek de elde edilse, iş işçiyi öldürmektedir, ekmek ise besin değeri düşük, zehirlidir.

Emeğin ekolojisi, ekolojik yıkımın iki veçhesini de birleştirir. Üretim faaliyetinin sonucu olarak ormanın, suyun, havanın, toprağın kirlenmesi, yıkıma uğraması ile üretim sürecinin bir parçası olan emekçinin bedeninin yıkıma uğraması. Sermaye, birikim sürecinde emek ve doğayı “kaynak”a çevirir; bunu yapmak, “canını/canlısını ölçme, biçme, tasnif etme, sayma, sonunda araç ve ölü hale getirme”(Marx) işlemidir. Bu iki veçhenin emeğin ekolojisinde birleşmesi, ekolojik yıkıma karşı mücadelenin sınıfsal temelini açığa çıkarır. Ekoloji mücadelesinin sınıfsal temeli, kapitalizme karşı emekçinin kurtuluşu mücadelesinin ekolojik kurtuluşu da içermesi gerektiğini gösterir. Dolayısıyla emek ve ekoloji mücadelesi dışsal bir hegemonya ya da dayanışma mücadelesi olmaktan çıkar, aynı varlık temeline kavuşur. Diğer bir ifade ile işçi sınıfı ekoloji mücadelesinin öznesi olduğu/olması gerektiği açığa çıkar.

Ekolojik Yıkım Emek-Ekoloji Emekoloji İş Cinayetleri Kimyasal Kirlilik Meslek Hastalıkları
Bizi takip edin Bizi takip edin Bizi takip edin Bizi takip edin
Share. Twitter Facebook Email Telegram

Öne Çıkan Yazılar

Değişim Teorisi Nedir?

Polen Ekoloji

Adil Geçişin Yanlış Önermesi – İklim Politikasının Engeli Sayılan Emekçiler

Aykut Çoban

Tek İstediğimiz Dünya Kitabı İncelemesi: Rezonans mı Dayanışma mı?

Harry Holmes

Ağacın, Toprağın, Suyun Yıkımı: Çölleşme

Umut Şener

Vegan Yıkama ve Veganların Bütünlüğü Yalanı

Chris Hendricks

Yıkım ve Yeniden İnşa Arasında Eğitim Sisteminin Mekansallaşma Sorunsalı

Gül Köksal
Son Yazılar

Onur Yılmaz’a Özgürlük: Açıklama Metni ve İmzacılar / Free Onur Yılmaz: Statement and Signatories

9 Temmuz 2025

Polen Ekoloji Kolektifi Genel Meclis Sonuç Bildirgesi

5 Temmuz 2025

Değişim Teorisi Nedir?

4 Temmuz 2025

Adil Geçişin Yanlış Önermesi – İklim Politikasının Engeli Sayılan Emekçiler

1 Temmuz 2025

Tek İstediğimiz Dünya Kitabı İncelemesi: Rezonans mı Dayanışma mı?

24 Haziran 2025
Arşiv
POLEN EKOLOJİ KİTAPLIĞI

Kızıl Ekolojik Devrim

13 Mayıs 2025

Çoklu Krizler Çağında İktisadi Kalkınma, Büyüme ve Ekoloji

8 Nisan 2025

Çernobil

10 Şubat 2024

Marx Ve Yeryüzü

10 Şubat 2024

Herbaryum

10 Şubat 2024
Hakkımızda
Hakkımızda

POLEN Ekoloji olarak, ekolojik mücadelenin kapitalizme karşı toplumsal kurtuluş mücadelesinin bir parçası ve onun tümüne sirayet edecek biçimde, örgütlü olarak sürdürülmesi gerektiğini düşünen, bu doğrultuda yeni bir program ve stratejinin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesinde yol arkadaşlığı yapmak isteyen herkesi kolektifimize ortak olmaya çağırıyoruz.
iletişim: bilgi@polenekoloji.org - polenekoloji@gmail.com

X (Twitter) Facebook YouTube Instagram
İçerikler

Onur Yılmaz’a Özgürlük: Açıklama Metni ve İmzacılar / Free Onur Yılmaz: Statement and Signatories

9 Temmuz 2025

Polen Ekoloji Kolektifi Genel Meclis Sonuç Bildirgesi

5 Temmuz 2025

Değişim Teorisi Nedir?

4 Temmuz 2025

Adil Geçişin Yanlış Önermesi – İklim Politikasının Engeli Sayılan Emekçiler

1 Temmuz 2025
1 2 3 … 116 Next
Polen Ekoloji’ye Katıl


Kolektif’e Katıl

Destek Ol

Hızlı Destek

Enstitü Seminerlerine Katıl

Bize yaz

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.