Aşağıdaki yazı bugün açıklanan IPCC 6. değerlendirme raporunun ilk kısmını okurken bazı temel bilgileri daha kolay anlamak için giriş düzeyinde bilgiler içeriyor. 33 yıl önce kurulan IPCC ilk raporunu 31 yıl önce yayımladı. 31 yıl boyunca hükümetlerle ve şirketlerle kurumsal müzakereler ve lobi faaliyetleri üzerinden yürütülen iklim değişikliğini önleme çabaları, hiç olmasa da, durumun geri dönüşsüz bir kriz noktasına gelmesini önlemede tamamen yetersiz kaldı. Bilimsel raporları, felaketçi ve alarmist bir gözle okumak yerine gerçeklerle yüzleşerek atılması gereken adımların büyüklüğünü kavramamızı sağlayan bir durum tespiti olarak görmeli ve mevcut üretim tarzı ve toplum yapısı devam ettiği sürece iklim krizinin etkilerinden kaçınmanın imkansız olduğunu idrak etmeliyiz. Kyoto ya da Paris’in oyalayıcı süreçlerine değil devrimci politik mücadelenin değiştirici gücüne güvenelim. Gelecek orada.
IPCC’nin Yeni İklim Raporu Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Dünyanın dört bir yanından yüzlerce bilim insanı küresel iklimin durumunu değerlendiren rapora bu hafta son halini veriyor. Bu çok önemli bir olay. Rapor her ülkedeki hükümetler ve sanayi temsilcileri tarafından önlerindeki tehditleri anlamak üzere kullanılıyor.
Peki kim bu bilim insanları ve bu önemli değerlendirmeye neler dahil oluyor?
Sık kullanılan kısaltmalar için hazır olun. IPCC’nin gelen raporunu ve 9 Ağustos 2021 günü çıktığında duyacağınız bazı terimleri inceleyeceğiz.
IPCC nedir?
IPCC, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (İngilizce) kısaltmasıdır. Birleşmiş Milletler’in iklim bilimine odaklı örgütüdür. 1988’den bu yana faaliyette ve 195 üye ülkeyi bünyesinde barındırıyor.
Her yedi yılda bir, IPCC, iklim değişikliği bilimi, onun etkileri ve ona uyum sağlama ve azaltma yolları üzerine en güncel, hakemli araştırmaları özetleyen bir rapor – esasen bir “iklim durum” beyanı – yayımlar.
Bu raporların amacı herkese, özellikle de yönetici organlara iklim değişikliğini ilgilendiren önemli kararlar almaları için ihtiyaç duydukları bilgileri sağlamaktır. IPCC esasen bilimi, riskleri ve iklim değişikliğinin sosyal ve ekonomik bileşenlerini ilgilendiren binlerce makalenin özet broşür versiyonlarını sağlıyor hükümetlere.
Anlaşılması gereken iki önemli şey var:
1. IPCC raporları tarafsızdır. Her IPCC ülkesi rapor yazma sürecine bilim insanlarını aday gösterebilir ve sonunda yoğun ve şeffaf bir gözden geçirme süreci vardır.
2. IPCC hükümetlere ne yapacaklarını söylemez. Amacı iklim değişikliği, onun gelecek riskleri ve ısınma oranını azalatacak seçeneklerle ilgili en son bilgiyi sağlamaktır.
Bu rapor neden bu kadar önemli?
Son büyük IPCC değerlendirmesi 2013’te yayımlandı. 8 yılda çok şey değişebilir.
Sadece bilgisayar hızları ve iklim modellemeleri büyük ölçüde hızlanmakla kalmadı, her geçen yıl bilim insanları Dünya’nın iklim sistemiyle ilgili, spesifik bölgeler ve kürenin dört bir yanındaki insanların değişme biçimleri ve iklim değişikliği karşısında kırılganlıkları hakkında giderek daha fazla şey anlıyorlar.
Araştırma nerede yapılıyor?
IPCC kendi iklim bilimi araştırmasını yürütmüyor. Bunun yerine, diğer herkesinkini özetliyor. Düşünün bir: akıl almaz sayıda etkileyici araştırma makaleleri.
Önümüzdeki rapor, dünyanın dört bir yanından IPCC üye hükümetlerinin aday gösterdiği 234 bilim insanı tarafından kaleme alındı. Bu bilim insanları en önde gelen Dünya ve iklim bilimi uzmanlarıdır.
Bu rapor – IPCC’nin Altıncı Değerlendirme Raporunu oluşturacak dört raporun ilki – iklim değişikliği ve onun etkilerinin arkasında yatan fiziksel bilime göz atacak. Tek başına bu rapor mevcut araştırmalara 14 binin üzerinde atıfı içeriyor. Bilim insanları 31 Ocak 2021’e kadar yayımlanmış tüm iklim bilimi ilişkili makalelere göz attılar.
Zaman ve çabaları tazmin edilmeyen bu bilim insanları, siz zorunda kalmayasınız diye bu 14 bin küsür makaleyi okumaya gönüllü oldular. Bunun yerine, aşırı hava olayları ya da deniz seviyesindeki bölgesel değişikler gibi bilimsel konsensüsün sağlandığı başlıklar üzerine daha kısa bölümlerini okuyabilirsiniz.
IPCC aynı zamanda gözden geçirme süreciyle ilgili de şeffaf davranıyor ve bu sürecin kendisi oldukça kapsamlı. Raporun taslakları diğer bilim insanlarının yanı sıra hükümetlerle de yorumlar için paylaşılıyor. Yayımlanmadan önce 234 yazar, çalışmaları üzerine yapılan 75 binden fazla yorumu ele almak zorunda kalacaklar.
9 Ağustos’ta yayımlanacak olan bu daha geniş raporlara olan hükümet girdileri yalnızca rapor taslaklarına yorum yapmakla sınırlı. Ancak hükümetler bu rapora eşlik eden politika yapıcılar için daha kısa özete dair çok daha güçlü bir söz hakkına sahip, zira bunun çıkması için konsensüse varılması gerekiyor ve genellikle ifadelerle ilgili çok detaylı müzakerelere girişiliyor.
RCP’ler, SSP’ler, tim bunlar ne anlama geliyor?
Neredeyse herkesin anlamak istediği bir şey varsa o da iklim değiştikçe geleceğin neye benzeyebileceğidir.
O geleceğe bir bakış atmak için bilim insanları Dünya iklimini simüle eden bilgisayar modelleri kullanarak deneyler yürütürler. Bu modellerle bilim insanları şunu sorabilirler: Eğer yerküre belirli bir miktar ısınırsa deniz seviyesi, kuraklıklar ve buzullar açısından ne olabilir? Yerküre bu miktardan daha az ya da daha çok ısınırsa ne olur? O zaman sonuçlar nasıl değişir?
IPCC geleceğin neye benzeyebileceğini anlamaya çalışmak için bir dizi senaryo kullanır. Bu kısaltmaların bazıları burada devreye girer.
Tüm iklim modelleri biraz farklı çalışır ve farklı sonuçlar üretir. Ancak 20 farklı iklim modeli ısınma miktarıyla ilgili aynı varsayımları kullanarak çalıştırılır ve benzer sonuçlar üretirse insanlar sonuçlara makul derecede güven duyarlar.
RCP’ler ya da temsili konsantrasyon yolları ve SSP’ler ya da paylaşılan sosyoekonomik yollar iklim modelcilerinin kullandığı standartlaşmış senaryolardır.
4 RCP, 2013 raporuna dahil edilen gelecek bakan iklim modeli çalışmalarının odağıydı. Küresel fosil yakıt salımlarında çok sert düşüşün olduğu ve dünyanın yalnızca biraz ısındığı RCP 2.6’dan fosil yakıt salımlarının dizginsiz ilerlediği ve dünyanın çok daha fazla ısındığı RCP 8.5’a kadar 4 farklı senaryo vardır.
Bu kez iklim modelcileri SSP’leri kullanıyor. Yalnızca sera gazı salımları projeksiyonlarına odaklanan RCP’lerin aksine SSP’ler sosyoekonomik etmenleri de göz önünde bulundurur ve karşılık olarak sera gazı salımlarını etkileyecek olan uyum sağlamanın ya da iklim değişikliğini bastırmanın ne kadar zor olacağıyla ilgilenir. 5 SSP, dünyanın nasıl bir yer olabileceğiyle ilgili küresel demografi, adalet, eğitim, sağlığa erişim, tüketim, beslenme tarzı, fosil yakıt kullanımı ve jeopolitik açısından farklılaşır.
Neden umrunuzda olmalı?
Etrafınız bakın. Şu ana kadar 2021 yerkürenin her tarafında dev yangınlardan aşırı sıcaklara, taşkın yağışlardan ani sellere ölümcül aşırı hava olayları getirdi. Bunlar gibi olaylar giderek ısınan bir dünyada daha yaygın hale geldi.
“Isınıyor. Biziz. Eminiz. Kötü. Fakat düzeltebiliriz.” Lund Üniversitesi’nde sürdürülebilirlik üzerine çalışan bilim insanı Kimberly Nicholas durumu böyle ifade ediyor.
Açıklanacak rapordan iyimser bir resim ortaya çıkmasını beklemeyin. İklim değişikliği, diğer küresel, ulusal ve bölgesel çevresel ve sosyal meseleleri birleşitren bir tehdit çarpanı.
Yani, raporu okuyun ve iklim değişikliğini ilerleten ana sera gazı kaynakların farkına varın. Bireyler salımlarını azaltmak için daha az araba sürmek, enerji verimli ampuller kullanmak ve gıda tercihlerini gözden geçirmek dahil adımlar atabilirler. Ancak 20 fosil yakıt şirketinin tüm sera gazı salımlarının yaklaşık üçte birinden sorumlu olduğunu da anlamalıyız. Bu hükümetlerin şimdi eyleme geçmesini gerektiriyor.
Stephanie Spera, Richmond Üniversitesi’nde Coğrafya ve Çevre Bölümü Asistan Profesörü.