Close Menu
polenekoloji.org
  • BİZ KİMİZ
    • Manifesto (Türkçe)
    • Manifesto (Kurdî)
    • Manifesto (English)
    • Manifesto (Español)
    • Amaç ve İşleyiş
    • Faaliyet Raporları
  • NE YAPABİLİRİM
  • ENSTİTÜ
  • POLEN BÜLTEN
  • POLEN DERGİ
  • GÜNDEM
  • TEORİ
    • Emekoloji
    • Gıda Egemenliği
    • Hayvan Özgürlüğü
    • İklim
    • Kent Ekolojisi
    • Mücadele ve Örgütlenme
    • Marksist Ekoloji
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi
Sitede Gezinin
  • ADALET MÜCADELELERİ (30)
  • EKOLOJİ/İKLİM HAREKETLERİ (70)
  • GÜNDEM (298)
    • ETKİNLİKLER (10)
  • MEDYA (13)
    • PODCAST (6)
    • VIDEO (7)
  • SÖYLEŞİ (44)
  • TEORİ (261)
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım (26)
    • Emekoloji (20)
    • Genel (1)
    • Gıda Egemenliği (20)
    • Hayvan Özgürlüğü (7)
    • İklim (25)
    • Kent Ekolojisi (26)
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi (27)
    • Marksist Ekoloji (17)
    • Mücadele ve Örgütlenme (26)
  • YAYINLAR (58)
    • Faaliyet Raporları (2)
    • Polen Bülten (24)
    • Polen Dergi Yazıları (7)
    • Polen Ekoloji Kitaplığı (9)
Facebook X (Twitter) Instagram
polenekoloji.org
  • BİZ KİMİZ
    • Manifesto (Türkçe)
    • Manifesto (Kurdî)
    • Manifesto (English)
    • Manifesto (Español)
    • Amaç ve İşleyiş
    • Faaliyet Raporları
  • NE YAPABİLİRİM
  • ENSTİTÜ
  • POLEN BÜLTEN
  • POLEN DERGİ
  • GÜNDEM
  • TEORİ
    • Emekoloji
    • Gıda Egemenliği
    • Hayvan Özgürlüğü
    • İklim
    • Kent Ekolojisi
    • Mücadele ve Örgütlenme
    • Marksist Ekoloji
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi
Facebook X (Twitter) Instagram
polenekoloji.org
Home » NÜKLEER SANTRAL ISRARI BİTSİN! YENİ FELAKETLER YAŞANMASIN!

NÜKLEER SANTRAL ISRARI BİTSİN! YENİ FELAKETLER YAŞANMASIN!

Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Fukuşima Nükleer Santral kazasının 13. yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Ülkemizin adım adım nükleer maceraya sürüklendiğine dikkat çekilen açıklamada, “Mersin Akkuyu’da, Sinop İnceburun’da ve Kırklareli İğneada’da faaliyete geçirilmeye çalışılan nükleer santralların Çernobil ve Fukuşima gibi olmayacağının hiçbir garantisi yoktur” denildi. Nükleer santral projelerinin durdurulması istendi. Açıklamaya, yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
By Yaşam Uzun14 Mart 20244 Mins Read
Share
Twitter Email Telegram Facebook WhatsApp

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BASIN AÇIKLAMASI

NÜKLEER SANTRAL ISRARI BİTSİN! YENİ FELAKETLER YAŞANMASIN!

Takvimler 11 Mart 2011 tarihini gösterdiğinde, Japonya’da meydana gelen şiddetli deprem ve ardından oluşan tsunami ile Fukuşima Daiichi Nükleer Santralı’nda dünyanın en büyük nükleer felaketlerden biri yaşanmıştır. Radyoaktif madde; rüzgâra, toprağa ve suya karışmış, çevre ve insan sağlığı üzerinde yıkıcı etkiler bırakmıştır. Aradan geçen 13 yılda, radyoaktif maddelerin yayılımına ise hala bir çözüm bulunamaması tüm dünyayı endişe içinde bırakmıştır.

Japonya’da şiddetli depremle oluşan tsunami Fukuşima Nükleer Santralı’nın soğutma sistemine zarar vermiş, çekirdek erimesi olan reaktörlerin soğutulması için tonlarca su kullanılmıştır. Santral’da biriken radyoaktif su kademeli olarak Pasifik Okyanusu’na boşaltılmaya başlanmış, tahliye işlemi devam ederken yaklaşık 5,5 ton kirli su toprağa sızmıştır. Felaket zinciri, nükleer santralların barındırdığı ciddi riskleri gözler önüne sermiştir.

Japonya’da nükleer santralın elektrik üretimindeki payı yüzde 30 iken bu oran facia sonrası yüzde 6’ya gerilemiş; etkili lobi çalışmalarına rağmen, nükleer endüstrisi bir daha toparlanamamıştır.

Çernobil ve Fukuşima nükleer santral kazaları sonrası kimi ülkeler nükleer santralları terk etmiştir. Dünya Nükleer Endüstrisi Durum Raporu Aralık 2023 verileri; 1996 yılında dünya elektrik üretiminin yüzde 17,6’sını karşılayan nükleer santralların payı 2022’de yüzde 9,2’ye gerilediğini ortaya koymuştur. Ancak; Jeopolitik gerilimlerin artması, Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte yaşanan enerji krizi, enerji güvenliğini önceleyen politikalarla çevreci yaklaşımlardan yeniden uzaklaşan kimi ülkeleri nükleer santrallara yöneltmiştir.

Nükleer endüstri pazarlayan güçlerin etkisinde kalan AKP iktidarı ise ülkemizi adım adım nükleer maceraya sürüklemektedir. Enerji talebi ve savunma ihtiyacı gerekçesiyle; olası bir kaza, saldırı ya da doğal afetler karşısında vahim sonuçları olan, atık sorunu çözülemeyen nükleer santrallara sahip olmak için tüm imkânları seferber etmiştir.

Bilindiği gibi; zemin çatlakları, su baskınları, işçi ölümleri, salgın hastalıklar ve Japonya gibi ciddi deprem riskine rağmen, Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) inşaatına devam etmiştir. İlk nükleer yakıtı ülke sınırlarımıza sokarak Santrala “nükleer tesis” statüsü kazandırmıştır.

Sinop’ta yapılacak ikinci nükleer santral için Rusya ve Güney Kore ile Kırklareli’nde yapılacak üçüncü nükleer santral için ise Çin ile görüşmeler yapılmıştır. Küçük modüler reaktörlere yönelik temaslarda bulunulduğu, hatta daha da ileri gidilerek dördüncü bir nükleer santrala yönelik saha araştırmalarının da devam ettiği duyurulmuştur.

Neoliberal politikalarıyla toplumsal ve çevresel maliyetlerine karşın yerli ve yabancı şirketlerin kârları uğruna; Akkuyu’dan Kazdağları’na, Akbelen’den Hanönü’ne, Gaziemir’den Durağan’a topraklarımızı; enerji, madencilik, inşaat sektörlerinin talan ve sömürüye açan siyasi iktidar, 22 yıllık iktidarı boyunca ölümcül riskler getiren politik tercihleri ile ülkemizi adeta bir cehenneme dönüştürmüştür

Erzincan İliç Çöpler altın madeninde yaşanan katliam, tüm halkımıza doğanın ve canlıların yaşamlarının sermaye karşısında ne kadar önemsiz olduğunu en acı şekilde gözler önüne sermiştir. Deprem bölgesinde faaliyete giren, kapasite artırımı izni verilerek siyanürlü boruların patlamasıyla ölüm saçan madende, göz göre göre gelen faciaya neden olan ihmaller zinciri, daha nükleer santral devreye girmeden “ikinci Çernobil” vakası olarak tarihe geçmiştir. Tonlarca siyanür ve sülfürik asit doğaya zehir saçmıştır.

Ülkemizde elektrik enerjisi alanında arz fazlası olduğu bilinmektedir. Siyasi iktidarın mevcut kaynaklarımız düşünüldüğünde nükleer santralları tercih etmemesi için çokça nedeni olmasına rağmen; kendi topraklarımız üzerinde başka bir ülkeye nükleer santral kurdurarak işletme yetkisi vermesi, toplumun tamamını ilgilendiren santral yatırımları konusunda son dönemde yürüttüğü gizli görüşmeler, pahalı elektrik üretimi sağlayacak, enerji alanında bağımlı olduğumuz Rusya’ya ülkemizi daha da bağımlı kılması anlaşılır değildir.

Mersin Akkuyu’da, Sinop İnceburun’da ve Kırklareli İğneada’da faaliyete geçirilmeye çalışılan nükleer santralların Çernobil ve Fukuşima gibi olmayacağının hiçbir garantisi yoktur. Ülkemizi enerji alanında bir üst lige taşıyacağı inancı ile toplumun sağlıklı ve huzurlu yaşama hakkını elinden alınarak nükleer santral projeleri hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Siyasi iktidarın desteği ile Rosatom tarafından kamuoyunu duyarsızlaştırmak, nükleer karşıtı mücadeleyi zayıflatmak adına Sinop NGS projesine ilişkin yaptığı açıklamalara ise itibar edilmemelidir.

Nükleer santralların barındırdığı ciddi riskler unutulmamalı, enerji ve iklim sorununu çözecek; en temiz, en güvenilir araçmış gibi bir yanılgıya düşülmemelidir.

Nükleer santralların, emperyalist ülkelerce nükleer pazarın genişlemesi için karlı bir sömürü aracı olduğu görülmelidir. Bu vesile ile Belçika’da, 21-22 Mart 2024 tarihinde; “nükleer enerjinin küresel zorluklarla başa çıkmada fosil yakıt kullanımını azaltmak, enerji güvenliğini artırmak ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek” amacıyla taşıdığı öneme dikkat çekmek için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından 30 ülkenin katılımı ile düzenlenecek “Nükleer Enerji Zirvesi”ni ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP28) kapsamında ABD öncülüğünde 22 ülkenin “Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu” imzalamasını kınıyoruz. Nükleer santral kazalarının yarattığı felaketler ile mücadele sürerken, nükleer endüstriye yönelik ilgiyi yeniden canlandırmak adına verilen çabayı emperyalizmin çürümüş düzenin bir parçası olarak görüyoruz.

31 Mart seçimlerine sayılı günler kala yukarıda belirtilen başlıklara ilaveten; ülkemizin tamamını ilgilendiren nükleer santrallar ve nükleer silahlara karşı, tüm belediye başkan adayları ve meclis üyelerini nükleere karşı mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

Nükleer endüstri tekellerini memnun etmek için ülke geleceği ipotek edilerek, politik tercihler sonucu nükleer santrallar hayata geçirilmektedir. Sahte enerji krizleriyle kamuoyunun yanıltılmasından artık vazgeçilmeli, kamu yararı bulunmayan Akkuyu NGS başta olmak üzere nükleer santral projeleri acilen durdurulmalıdır. Madenlerimizin yağmasına da son verilerek işletmeler kapatılmalı, ülke kaynakları toplumun öncelikli ihtiyaç ve çıkarları doğrultusunda kullanılmalıdır.

Nükleere İnat Yaşın Hayat!

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BİLEŞENLERİ

10 Mart 2024

Kaynak: https://nkp.org.tr/nukleer-santral-israri-bitsin-yeni-felaketler-yasanmasin/

Akkuyu Nükleer AŞ Akkuyu Nükleer Güç Santralı Çernobil Fukuşima Nükleer Karşıtı Platform Sinop NGS
Bizi takip edin Bizi takip edin Bizi takip edin Bizi takip edin
Share. Twitter Facebook Email Telegram

Öne Çıkan Yazılar

Kitap İncelemesi: Barışçıl Sabotaj ve Çöküş Arasında

Mustafa Keseroğlu

Mexico City’nin UTOPIA’ları: Kentsel Ekososyalizm Modelinin Hayata Geçirilmesi

Ashwin Ravikumar

COP30’a Karşı Halklar Zirvesi Deklarasyonu

Polen Ekoloji

“İklim İçin Say” Yetmez

Gizem Sema

Ormancılığımız Üzerine “Sessiz Tartışmalar”: “Milli Ağaçlandırma Günü”

Yücel Çağlar

Kolombiya – Seferberliğin Beş Günü: Direnmeye Devam Ediyoruz

Projet Accompagnement Solidarité Colombie (PASC)
Son Yazılar

Kitap İncelemesi: Barışçıl Sabotaj ve Çöküş Arasında

24 Kasım 2025

Mexico City’nin UTOPIA’ları: Kentsel Ekososyalizm Modelinin Hayata Geçirilmesi

23 Kasım 2025

COP30’a Karşı Halklar Zirvesi Deklarasyonu

23 Kasım 2025

Bosna: Maden İşçileri, Toprak ve Su için Birleşin! Adaletsiz Geçişe Hayır!

17 Kasım 2025

“İklim İçin Say” Yetmez

15 Kasım 2025
Arşiv
POLEN EKOLOJİ KİTAPLIĞI

Cüret

18 Kasım 2025

Tek İstediğimiz Dünya

4 Ağustos 2025

Kızıl Ekolojik Devrim

13 Mayıs 2025

Çoklu Krizler Çağında İktisadi Kalkınma, Büyüme ve Ekoloji

8 Nisan 2025

Çernobil

10 Şubat 2024
Hakkımızda
Hakkımızda

POLEN Ekoloji olarak, ekolojik mücadelenin kapitalizme karşı toplumsal kurtuluş mücadelesinin bir parçası ve onun tümüne sirayet edecek biçimde, örgütlü olarak sürdürülmesi gerektiğini düşünen, bu doğrultuda yeni bir program ve stratejinin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesinde yol arkadaşlığı yapmak isteyen herkesi kolektifimize ortak olmaya çağırıyoruz.
iletişim: bilgi@polenekoloji.org - polenekoloji@gmail.com

X (Twitter) Facebook YouTube Instagram
İçerikler

Kitap İncelemesi: Barışçıl Sabotaj ve Çöküş Arasında

24 Kasım 2025

Mexico City’nin UTOPIA’ları: Kentsel Ekososyalizm Modelinin Hayata Geçirilmesi

23 Kasım 2025

COP30’a Karşı Halklar Zirvesi Deklarasyonu

23 Kasım 2025

Bosna: Maden İşçileri, Toprak ve Su için Birleşin! Adaletsiz Geçişe Hayır!

17 Kasım 2025
1 2 3 … 123 Next
Polen Ekoloji’ye Katıl


Kolektif’e Katıl

Destek Ol

Hızlı Destek

Enstitü Seminerlerine Katıl

Bize yaz

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.