Uluslararası İklim Eylem Ağı (İEA) küresel bir organizasyon ve hükümetdışı kuruluşların oluşturduğu bir ağ örgütlenmesi. Dünya ölçeğindeki iklim hareketinin en eski, en büyük ve en popüler aktörlerinden birisi olarak tanınır. İklim Eylem Ağı 1989 yılında kurulmuştur ve ortak eylemlerine 1990 yılındaki ikinci dünya iklim konferansı sırasında başlamıştır. O zamandan beridir sürekli büyümekte ve şu anda 95 ülkeden 700’den fazla hükümet dışı kuruluşu bünyesinde taşımakta. İklim Eylem Ağı bölgesel ve ulusal “düğümler” şeklinde örgütlenmiştir. Her bir “düğüm” kendi bölgesinde veya ülkesinde ortak siyaset ve savunma mücadelesini uygulama noktasında kendi yönetim ve prosedürlerini üretmekle sorumludur. Bölgesel ağlara diğerleri yanında Avrupa İklim Eylem Ağı, Birleşik Devletler ve Güney Asya İklim Eylem Ağları dahildir. Bu ağlar pek çok üye örgütlerden oluşmaktadır; bunlar 350.org bünyesinden farklı ulusal gruplar, CARE isimli insani yardım örgütünden farklı gruplar, Friends of the Earth ve World Wildlife Fund gibi çevre kuruluşları, kentsel sürdürülebilirlik, çevre adaleti gibi konularda mücadele eden gruplardır. Ağ düğümlerinden bazıları diğerlerinden farklılaşır, mesela Avrupa ve Birleşik Devletler- İklim Eylem Ağları Brüksel ve Vaşinton’da sürekli personeli olan kuruluşlar olarak işlemektedir. Bu iki ağın kapasitesi oldukça yüksektir, kendi bölgelerindeki örgütleri mobilize ettikleri kadar uluslararası koordinasyonun büyük kısmını da kendi ellerinde tutarlar. Buna karşın, diğer koordinatörlerin çoğu bölgesel hükümet dışı kuruluşların üyesidirler ve İklim Eylem Ağıyla ilgili işlerini esas yükümlülüklerine ek olarak yürütmeye çalışırlar dolayısıyla da yeni ağlar kurma işine pek zaman ayıramazlar.
Kendi ifadelerine göre İklim Eylem Ağı ve onun üyeleri “sağlıklı çevre ve kalkınmaya öncelikli bir önem atfediyorlar, bu kalkınmanın şimdinin ihtiyaçlarını gözetirken gelecek kuşakların yaşamını tehlikeye atmayan bir kalkınma olmasından yana” (Brundlandt Komisyonu) duyarlılar. İklim Eylem Ağının vizyonu atmosferi korurken dünya ölçeğinde sürdürülebilir ve eşit bir kalkınmanın mümkün olduğunu ileri sürer. Örgütün tarihindeki önemli bir dönüm noktası Kyoto Protokolü görüşmeleridir. Burada, örgütün pozisyonu dört ana hedefi içermektedir. Birincisi, Protokol endüstrileşmiş ülkeler için 2005’e kadar sera gaz emisyonlarını 1990 yılındaki düzeyin yüzde yirmisine kadar düşürmek gibi yükümlülükler içermelidir. İkincisi, protokolde belirtilen yükümlülüklerin uygulanmasını geliştirmek için güçlü bir değerlendirme ve uyum mekanizması oluşturulmalıdır. Üçüncü olarak, İklim Eylem Ağı protokole taraf olan endüstrileşmiş ülkelerin emisyon ticareti yaparak yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlayacak önerilere karşıdır. Dördüncüsü, ormanlar gibi karbon yutakları tarafından emilen emisyonlar için tarafların kredi almasını sağlayacak önerilere de karşıdır. Özellikle emisyon ticareti bakımından İklim Eylem Ağı pozisyonunu revize etmiştir. Kyoto Protokolünün yürürlüğe girdiği 2005’ten beri İEA piyasa temelli araçları sonradan benimseyen ve faaliyetlerini bunların geliştirilmesine, tasarlanmasına ve uygulanmasına yoğunlaştıran sivil toplum örgütlerinin arasına girmiştir. Yakın geçmişte, İEA Temiz Kalkınma Mekanizması için işletilen prosedürler ve modalitelerin potansiyel değişimleri ile ilgili bir rapor yayınlamıştır. Yutaklar meselesi halen tartışmalıdır. İklim Eylem Ağının üye yapısı ile ilgili diğer bir dönüm noktası Tarafların 13. Konferansıdır (COP13, Confrence of the Parties). Bu konferansın vesilesiyle, pek çok önemli hükümet dışı kuruluş İklim Eylem Ağından ayrılarak İklim Adaleti Şimdi!’yi kurmuşlardır. Bu koalisyon ciddi anlamda daha güçlü bir sistem eleştirisi programına sahiptir. Bu da Güneydeki toplum-temelli grupları önemli ölçüde bölmüştür.
Bunlara rağmen, İklim Eylem Ağı hala yerel, ulusal ve uluslararası düzeylerde aktiftir. Yerel düzeyde, üye gruplar GHG emisyonlarını azaltıcı davranış ve pratiklerin yaygınlaştırılması niyetiyle projeler ve eğitim faaliyetlerine girişiyorlar. Ulusal düzeyde, İEA üye kuruluşları hükümetleri iklim dostu siyasetler izlemeleri konusunda etkileme çabasıyla eğitim ve araştırma faaliyetleri yürütüyorlar. Bunun yanında özel kurumları, vakıfları ve kuruluşları da hedefleyerek onların iş pratiklerini ve yaklaşımlarını değiştirmeye çalışıyorlar. Uluslararası düzey açısından, İEA’nın amacı “çevreci kuruluşlardan güçlü ve tutarlı bir mesaj oluturmak ve iklim tartışmalarında baskın çevreci bir söylem inşa etmek”. Bu sebeple İEA en çok Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Konvansiyonu görüşmelerinde aktif bir tutum sergiliyor. Bu tutum delegeler üzerinde lobi faaliyeti, gerektiğinde öneriler sunmak kadar eylemlerin eleştirisini yapmayı da içeriyor. Konferans aktivitelerinden en önemli olanı İEA’nın EeO olarak bilinen günlük haber bültenidir, bu bültende çevreci hükümet dışı örgütler topluluğunun çok çeşitli konulardaki görüşlerine yer veriyor. EeO görüşmelerde ne olup bittiğini kamusal kılan bir işlev görüyor. Buna ilaveten, EeO İEA’nın kendi pozisyonunu geliştirmek için bir siyasi forum işlevi de görüyor. Hükümetdışı kuruluşların kullandıkları “Günün Fosili” ve “Yılın Fosili” uygulamaları mahçup etmeye yönelik enstürmanlardır. 1999’dan beri, İklim Eylem Ağının üye kuruluşları düzenli olarak “Günün Fosili” ödülünün kime ait olduğuna karar verirlerdi. Ödüller iklim değişimi görüşmelerinde kötü performans gösteren ülkelere verilir. Bu karar “Yılın Fosili” ödülüyle tamamlanırdı. Mesela 2012 yılında, Dev Fosil Kanada ve Yeni Zelanda’ya gitmişti.
İEA’nın eylemlerinin etkisi bakımından, daha geniş bir perspektif gerekli görülmekte. Eylemlerin doğrudan etkilerine dair pek bir kanıt yok, örneğin Kyoto Protokolü sırasında bazı önerilerin geri çekilmesi biçiminde doğrudan bir etkiye ilişkin işaret yok. Buna karşılık İEA, uluslararası görüşmelerde Avrupalı ve Amerikalı çevreci kuruluşlar ve Kuzey ve Güneyden farklı grupların aralarındaki gerilimleri köprüler kurarak başarılı bir şekilde yönetmesini becermişti. Çevreci örgütler arasındaki farklılıklarda köprü kurma becerisi İEA’nın en önemli başarısıdır. Diğer önemli bir rol, iklim görüşmelerinin gidişatı hakkında ilgili kamuoyuna tutarlı ve zamanlı bilgi aktarımıdır. Böylelikle, İklim Eylem Ağının çabaları görüşmeler sürecini daha şeffaf kılmakta ve belirli devletler ve onların temsilcileri üzerinde utandırma yoluyla sorumluluk oluşturmakta. Bu faaliyetlere rağmen, yıllardır süren iklim görüşmeleri GHG emisyonlarına çok küçük bir etkide bulunmuştur. Bu yüzden, küresel ısınma bağlamında İEA gibi çevre örgütleri ve ağları artan bir düzeyde çabalarını inançları, davranışları ve pratikleri dönüştüremeseler bile etkileyebilecekleri yerel projelere doğru kaydırmışlar. Sonuç olarak kamusal farkındalık düzeyindeki önemli bir artış ve artan çevresel bilinç İEA’nın faaliyetlerinin bir diğer etkisi olarak kayda geçmiştir, he ne kadar bu fenomenler bütünüyle İEA’nın rolüne atfedilemese de.
İklim hareketlerini tanıtan bu kutular, editörlüğünü Matthias Dietz ve Heiko Garrelts tarafından yapılan, Routledge Handbook of the Climate Change Movement adlı çalışmasından çevrilmiştir.