“Ekolojik kırımın sınıfsal bağlamı ile sınıf mücadelesinin ekolojik bağlamı arasında ortaya çıkan etkileşim iki hareketi aynı anda görecek buluşmanın önemi üzerine düşünme ve çözümler geliştirmek için uygun bir zemin yarattı. Ekoloji Hareketindeki liberal hegomonyayı ve sınıf hareketindeki ekonomist dar görüşlülüğü parçalamak için bu zemini genişletmek ve örgütsel sonuçlarına götürmek önümüzdeki sürecin konularından biri olacaktır.”
Zehirli atık ve asbest taşıyan Nae Sao Paulo isimli geminin Aliağa’da bulunan SÖK denizcilik şirketi tarafından sökülmesi için verilen izin iptal edildi. Uluslararası bir sorun haline gelen geminin işçi, halk ve çevre sağlığı bakımından yarattığı tehdit büyüktü. Kuşkusuz bu bir ilk değildi. Aliağa başta olmak üzere hem gemi söküm alanında hemde başka bir çok alanda benzer tehditler bir devlet politikası olarak uzun zamandır yaşanıyordu. Emeğin ve işçi yaşamının ucuz, doğa talanının bir birikim modeli olarak benimsediği yerde uzun bir liste çıkarmak mümkün. İlk bakışta Nae Sao Paulo gemisi bu uzun liste içinde bir nokta gibi görünüyordu. Ancak Gezi parkında sökülmek istenen bir kaç ağacın doğanın ve halk itirazının çığlığına dönüşmesi misali Nae Sao Paulo’da halk itirazının öbeklendiği bir konu olma potansiyeli taşıyordu. Konuya dair birçok kesim açıklamalar yapıyor, itirazını dile getiriyordu. Söküm için verilen iznin bir dizi hukuki açmaz taşıması ve konunun uluslararası bir nitelik kazanması bu potansiyelin kendisini dışa vurması için uygun bir iklim yaratıyordu. Belli başlı emek ve ekoloji örgütleri başta gelmek üzere birçok kurum ve kuruluş geminin geleceği İzmir merkezli bir koordinasyon oluşturdu. 5 Ağustos 2022 tarihinde parti ve örgütlerin katılımıyla büyük bir yürüyüş ardından miting gerçekleşti. Mitinge basının ve yerel halkın ilgisi büyüktü. Miting sonrasında, bir buçuk yıl önce geminin Türkiye’ye geleceğinin açıklanması sonrası İzmir Aliağa bölgesinde çalışmalar yapan ALÇEP (Aliağa Çevre Platformu) tarafından başlatılan çalışmalar yoğunlaştı ve sokakta süreklilik taşıyan bir nöbet eylemi olarak biçimlendi. Bu girişimler konunun genel bir farkındalık kazanması ve meşruiyet alanı oluşması bakımından önemli bir rol oynuyordu. Yine de konunun temel unsurlarından biri olarak halk itirazını somut bir siyasi güce çevirecek bir zeminin yokluğu temel bir eksiklik olarak çözüm bekliyordu. Polen Ekoloji Kolektifi, Limter-İş sendikası ve Birleşik İşçi Hareketi bu eksikliği ortadan kaldırmak, halk itirazının buluşabileceği bir kanal açmak için bu noktada devreye girdi. Konuya dair hazırlanan bir metin onlarca emek ve ekoloji örgütünün imzasıyla yayınlandı. Sonrasında Politik bileşen esasına dayanmayan, konuya duyarlı tüm kesimleri somut bir hareket planı etrafında harekete geçirmeyi esas alan bir gönüllü hareketi çağrısı yapıldı. Oluşturulan WhatsApp grubunun elden ele dolaşmasıyla hızla büyüyen bu çağrı yaklaşık 400 kişinin bir araya geldiği Ölüm Gemisini DURDURACAĞIZ gönüllüleri hareketini oluşturdu. Birçok ekoloji örgütü katılarak çalışmanın zeminini genişletti. Sosyal medya, Çevirmenler, avukatlardan oluşan alt gruplar oluşturularak bir çeşit iş bölümü yapıldı. ‘O gemi gidecek’ ismiyle açılan sosyal medya hesapları konuya dair en bilinen hesaplardan biri haline geldi. Yaptığı sosyal medya çalışmasıyla konuyu Türkiye gündeminde en çok konuşulan ikinci konu haline getirdi. Ayrıca Çevirmenler grubu ve birlikte çalıştığı akademisyen ve ekoloji örgütleri üzerinden elde ettiği bilgileri paylaşarak bakanlığın açıklama yapmasını sağlayan unsurlardan biri oldu. Sosyal medyada oluşturduğu ‘o gemi gidecek’ ismi herkesin kullandığı bir slogan haline geldi. Gönüllü hareketi üstlendiği misyon gereği sadece sosyal medyada değil sokakta da halk itirazının kanallarını açtı. Gönüllülerin bir araya geldiği iki forum düzenleyerek, yapılan öneriler doğrultusunda haftalık eylem planları çıkardı. Hollanda konsolosluğu önünde yapılan açıklama, Alsancak Kıbrıs Şehitleri caddesinde bedenlerle yazı yazmak ve ALÇEP’in nöbet eylemine destek gibi eylem ve etkinliklerle halk itirazını sokağa taşıdı. ALÇEP, Limter-iş ve Polen Ekoloji başta olmak üzere birçok emek ve ekoloji örgütünün bildiri, sticker, ajitasyonlu çağrılar, nöbet eylemleri gibi araçlar ile yürüttüğü sokak merkezli çalışma gönüllüler çalışmasıyla daha geniş bir zemine oturmaya başladı. Gönüllülerin yarattığı uluslararası olanaklar üzerinden hazırlanan bir metin onlarca emek ve ekoloji örgütünün imzasıyla konuya dair söz ve itirazları birleştiren bir zemin oldu. WhatsApp grubuna Brezilya’dan katılan Emerson Muira aktardığı deneyimler ve paylaşımları ile gönüllülerin motivasyon kaynaklarından biri oldu.
Yapılan çalışmanın bu kısa özeti ortaya çıkan başarılı ve özgüven kazandıran sonucun nasıl şekillendiğinide de gösteriyor. Ve bir deneyim olarak kaydedilmeyi hakediyor. Son olarak ortaya çıkan çalışmanın ideolojik ve örgütsel çıktılarına dair birkaç vurgu yapmanın da önemli olduğunu düşünüyoruz. Çalışma ortaya çıkardığı politik dinamizm ve kapsayıcılığın yanı sıra emek ve ekoloji mücadelelerini aynı zemin üzerinde birleştirerek önümüzdeki dönemin temel hareket noktalarından birine de kapıyı araladı. Ekolojik kırımın sınıfsal bağlamı ile sınıf mücadelesinin ekolojik bağlamı arasında ortaya çıkan etkileşim iki hareketi aynı anda görecek buluşmanın önemi üzerine düşünme ve çözümler geliştirmek için uygun bir zemin yarattı. Ekoloji Hareketindeki liberal hegomonyayı ve sınıf Hareketindeki ekonomist dar görüşlülüğü parçalamak için bu zemini genişletmek ve örgütsel sonuçlarına götürmek önümüzdeki sürecin konularından biri olacaktır. Dahil olan herkese güç ve özgüven veren bu çalışmanın yarattığı deneyim ve ortaya çıkardığı potansiyel tutamak noktalarımızdan biri olarak kazanılmıştır.