Aaron Sidder | Kaynak: EOS
Bölgesel Karbon Döngüsü Değerlendirme ve Süreçleri (RECCAP) projesi, kıta ve okyanus ölçeklerinde bölgesel karbon bütçeleri oluşturmak amacıyla 2011 yılında başlatıldı. Ancak projenin ilk aşamasında, bölgenin sera gazı emisyonları eksik bildirildiğinden Orta Doğu’yu da kapsayan Orta ve Batı Asya bölgesindeki 24 ülke incelenmemişti.

Orta Asya’nın fosil yakıt üretimindeki rolüne rağmen – bölge, 2000 yılından bu yana dünya petrolünün %35’ini, doğal gazının %19’unu ve kömürünün %2’sini sağladı – bölgedeki birçok ülke Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne sadece ara sıra sera gazı raporları sundu ve çoğu 2015’ten sonra raporlamayı durdurdu. Veri eksikliği, emisyonların azaltılmasını ve iklim değişikliğine uyum sağlanmasını zorlaştırıyor.
RECCAP2 projesi, dünya çapında karbon verilerini güncellemek için 2019 yılında başlatıldı. Bu çabanın bir parçası olarak, Qin ve arkadaşları[1] Orta ve Batı Asya bölgesindeki emisyonları ilk kez ölçtü. Çalışma iki yöntemi birleştirdi: Karbondioksiti küresel bir perspektiften inceleyen yukarıdan aşağıya bir yaklaşım ve bölgedeki karbon kaynakları ve yutaklarından elde edilen verilerin aşağıdan yukarıya incelenmesi. Yazarlar, hem insan faaliyetleri sonucu oluşan hem de doğal karbon kaynaklarını dikkate alarak 2000’den 2020’ye kadar karbondioksit (CO2), metan ve azot oksidi ölçtü.
Bulgular, 2010’larda dünya nüfusunun yaklaşık %5,9’una ev sahipliği yapan Orta ve Batı Asya bölgesinin, yılda ortalama 4.234 milyon metrik ton CO2 eşdeğeri ile aynı on yıldaki küresel emisyonların %8’ini oluşturan önemli bir emisyon kaynağı olduğunu göstermektedir. Bölge, dünyadaki karbondioksitin %10’una, metanın %7’sine ve azot oksidin %3’üne katkıda bulunmuştur.
Bölgedeki 24 ülke arasında, İran’ın ilk sırada yer aldığı en büyük 10 emisyon kaynağı, emisyonların %84’ünü oluşturmuştur. Elektrik ve ısı üretimi, petrol ve gaz çıkarımı, endüstriyel süreçler (petrol rafinasyonu dahil), ulaşım ve konutlarda enerji kullanımı sonucu oluşan karbondioksit toplam sera gazı bütçesinin %61’ini oluşturmaktadır. Petrol ve gaz çıkarımı (örneğin kaçak emisyonlar), tarım, katı atık bertarafı (örneğin çöp sahaları) ve sulak alanlar gibi ekosistemlerden kaynaklanan metan emisyonları da toplamın büyük bir bölümünü oluşturmaktadır.
Yazarlar, küresel projelerden elde edilen verilere dayanmanın ve ulusal düzeyde veri ve yerel saha gözlemlerinin eksikliğinin analizi engellediğini belirtmişlerdir. Bulgular kritik bir bilgi boşluğunu doldursa da, daha doğru sera gazı tahminleri ve iklim azaltma stratejileri için bölgeye özgü modelleme ve verilere ihtiyaç vardır.
[1] Global Biogeochemical Cycles, https://doi.org/10.1029/2024GB008370, 2025)