Close Menu
polenekoloji.org
  • BİZ KİMİZ
    • Manifesto (Türkçe)
    • Manifesto (Kurdî)
    • Manifest (English)
    • Amaç ve İşleyiş
    • Faaliyet Raporları
  • NE YAPABİLİRİM
  • ENSTİTÜ
  • POLEN BÜLTEN
  • POLEN DERGİ
  • GÜNDEM
  • TEORİ
    • Emekoloji
    • Gıda Egemenliği
    • Hayvan Özgürlüğü
    • İklim
    • Kent Ekolojisi
    • Mücadele ve Örgütlenme
    • Marksist Ekoloji
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi
Sitede Gezinin
  • ADALET MÜCADELELERİ (28)
  • EKOLOJİ/İKLİM HAREKETLERİ (68)
  • GÜNDEM (282)
    • ETKİNLİKLER (10)
  • MEDYA (13)
    • PODCAST (6)
    • VIDEO (7)
  • SÖYLEŞİ (42)
  • TEORİ (246)
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım (26)
    • Emekoloji (18)
    • Gıda Egemenliği (18)
    • Hayvan Özgürlüğü (7)
    • İklim (22)
    • Kent Ekolojisi (26)
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi (24)
    • Marksist Ekoloji (17)
    • Mücadele ve Örgütlenme (22)
  • YAYINLAR (49)
    • Faaliyet Raporları (2)
    • Polen Bülten (19)
    • Polen Dergi Yazıları (6)
    • Polen Ekoloji Kitaplığı (7)
Facebook X (Twitter) Instagram
polenekoloji.org
  • BİZ KİMİZ
    • Manifesto (Türkçe)
    • Manifesto (Kurdî)
    • Manifest (English)
    • Amaç ve İşleyiş
    • Faaliyet Raporları
  • NE YAPABİLİRİM
  • ENSTİTÜ
  • POLEN BÜLTEN
  • POLEN DERGİ
  • GÜNDEM
  • TEORİ
    • Emekoloji
    • Gıda Egemenliği
    • Hayvan Özgürlüğü
    • İklim
    • Kent Ekolojisi
    • Mücadele ve Örgütlenme
    • Marksist Ekoloji
    • Dosya: Kapitalizm ve Ekolojik Yıkım
    • Madenciliğin Politik Ekolojisi
Facebook X (Twitter) Instagram
polenekoloji.org
Home » Tek İstediğimiz Dünya Kitabı İncelemesi: Rezonans mı Dayanışma mı?

Tek İstediğimiz Dünya Kitabı İncelemesi: Rezonans mı Dayanışma mı?

By Harry Holmes24 Haziran 20259 Mins Read
Share
Twitter Email Telegram Facebook WhatsApp

Harry Holmes – Ocak 2024

Coğrafya Bölümü, King’s College London harry.holmes@kcl.ac.uk

Çeviri: Onur Yılmaz

Patrick Bresnihan ve Naomi Millner’ın kaleme aldığı Tek İstediğimiz Dünya: Toprak, Emek ve Çevreciliğin Ötesindeki Hareketler (Bristol University Press, 2023) kitabı çok yakında Ceylan Yayınları’ndan Türkçe’ye kazandırılacak. Kitap güncel toplumsal hareketlerin gelişimine dair incelemelerde bulunuyor ve bazı öneriler getiriyor. Bu inceleme kitabın içeriğine ve yaklaşımındaki eksiklere dair bir izlenim sunuyor.

12 Kasım 2023’te Amsterdam’da, gençlik iklim grevi hareketinin simge isimlerinden Greta Thunberg’in konuşması yarıda kesildi. Sahneye Filistin kurtuluşu ve iklim adaleti hakkında konuşan bir dizi aktivist davet etmişti ve Thunberg onların söyledikleriyle hemfikir bir konuşmaya devam ediyordu. Aniden, yeşil ceketli bir adam ona doğru fırladı, mikrofonu kaptı ve “Buraya iklim adaleti eylemi için geldim, siyasi görüş dinlemek için değil…” diye bağırdı ve sahneden indirildi (Corder 2023). Bu olay, “iklim” ve daha geniş anlamda çevreciliğin sınırlarının çizilmesinde içeriden polislik yapılmasına bir örnekti. Birçokları için Thunberg ve daha geniş gençlik grevi hareketi, emisyon hedeflerinin başarısızlığını tartışırken kahraman iken doğası gereği toprak, su ve geçimle ilgili bir mücadele olmasına rağmen özgür bir Filistin için verilen mücadelede ise çok da öyle değillerdir (Malm 2017; Weizman 2012).

Thunberg ve sözlerini kesen kişi arasında, neyin “iklim” ve “çevre” meselesi, neyin “siyasi” bir mesele olarak sayılacağı konusunda bir anlaşmazlık bulunuyor. Tek İstediğimiz Dünya tam da bu gerilime müdahale ediyor. Neyi çevrecilik olarak sayabiliriz? Ve sonuçta, neyi öyle saymayız? Patrick Bresnihan ve Naomi Millner, “çevreciliğin” inşasında dışarıda bırakılan eksikleri ortaya çıkarmaya çalışırken, alt başlıklarında da belirttikleri gibi “çevreciliğin ötesine” geçebilecek farklı bir siyaseti de ortaya çıkarmaya çalışıyorlar.

Gidilmemiş Yollardan Bir Seçki

Tek İstediğimiz Dünya, modern çevreciliğin ortaya çıkışını yarı kronolojik bir anlatımla ele alıyor. Yazarlar, her bir momentte, bu mücadelelerden önce ya da bu mücadelelerle birlikte ortaya çıkan ancak “çevre adına hareket etmeyen ya da kendilerini çevreci olarak tanımlamayan” çeşitli diğer hareketlere işaret ediyorlar (s.3). Temel argümanları şu: “Yaşanabilir bir gezegensel gelecek inşa etmek, ilk başta çevrecilikle ilgisi yokmuş gibi görünen mücadelelerin bir parçası olmayı gerektirecektir: toprak, emek ve sömürgecilik karşıtı mücadeleleri” (s.4).

Bu doğrultuda, Rachel Carson’ın Sessiz Bahar (1962) kitabını ve DDT’ye karşı ve işyerindeki sağlık sorunları etrafında örgütlenen çeşitli tarım işçileri hareketlerini ele alarak başlıyorlar. Bu sayede, DDT’ye karşı direnişin toksisitesinin yanı sıra sözde “Yeşil Devrim” dayatmasına karşı daha geniş çaplı mücadeleler (Patnaik ve Moyo 2011).dahil daha derinlerde yatan direniş tarihini ortaya çıkarıyorlar. 1970’lerin “Tek Dünyacılık” fikirlerine karşı ‘68 mücadelelerini ve işi, ev ve fabrikadaki emek süreçlerini, ve özellikle de bunların toplumsal cinsiyet ve ırk ile ilişkisini sorgulayan henüz ortaya çıkmaktaki hareketleri vurguluyorlar. Sömürgecilik karşıtı lider Amilcar

Cabral’ın (1979) ve çokdisipliner yazar Sylvia Wynter’ın (bkz. McKittrick 2015) çalışmaları sömürgecilik karşıtı, çok-dünyacı mücadeleleri yeniden merkeze almak için kullanılıyor. 1990’lara gelindiğinde yazarlar La Via Campesina’ya, Ogoni’nin Nijerya’da Shell’e karşı mücadelesine ve Ken Saro-Wiwa’nın öldürülmesine (bkz. Saro-Wiwa 2018) ve Zapatista hareketinin ortaya çıkışına işaret ediyorlar. Son olarak, 2010’lu yıllara Cochabamba Anlaşması, Salvadore Permakültür Hareketi ve boru hattı inşasına karşı Standing Rock direnişi damgasını vuruyor.

Bu bölümler arasına serpiştirilen çeşitli “ara bölümler”, tartışılan hareketlerle ilgili imgeleri analiz ediyor ve “çevrecilik” imgesinin inşasıyla karşılaştırıyor. Toplamda kitap, 20. yüzyılın sonlarındaki çevre hareketlerinin kısaltılmış alternatif bir tarihini sunarak kendi bağlamı içinde yararlı bir iş yapıyor. Sömürgecilik karşıtı ve kurtuluş mücadelelerinin dar kapsamıyla anlaşılan çevrecilikle nasıl ilişkilendirilebileceğini araştırmak isteyen akademisyenler, aktivistler ve aktivist-akademisyenler Bresnihan ve Millner’in çalışmasından faydalanacaktır.

Medyasız Estetik

Bununla birlikte, Tüm İstediğimiz Dünya, “çevreciliğin ötesinde” bir hareketin nasıl inşa edilebileceğine dair daha fazla sorunu ortaya koyuyor. Modern çevreciliğin inşasına ve buna bağlı olarak çeşitli mücadelelerin dışlanmasına odaklanan yazarlar, müdahalelerini ağırlıklı olarak estetik düzeyine dayandırıyor. Bresnihan ve Millner estetiği, “dünyayı görmenin ve algılamanın bazı ilişkileri aydınlatırken bazılarını dışarıda bırakan seçici yollar” anlamıyla anlıyorlar (s.8). Bu nedenle, Tüm İstediğimiz Dünya, “reklam, edebiyat, görsel sanat ve medya temsilinin kültürel üretimine” odaklanıyor (a.g.e.). Bu durum yazarları nihayetinde “çevrecilik adıyla özdeşleşen bir estetik rejim olduğu ve bu rejimin mücadelelerin görece dar bir kaygılar kümesinin ötesine geçmesini engellediği” sonucuna götürüyor (s.131). Bu inceleme, özellikle Jacques Rancière’in (2004, 2010) estetik ve anlaşmazlık üzerine çalışmalarına dayanıyor.

Tüm İstediğimiz Dünya’da yeterince irdelenmeyen şey, estetiğin nasıl dolaşıma girdiği, nasıl ilişkilenildiği, hangi hareketler tarafından desteklendiği ve nüfusun hangi kesimleri tarafından geniş bir şekilde anlaşıldığıdır. Diğer bir deyişle, medyasız bir estetik riskiyle karşı karşıyayız – “kültürel üretim” süreçlerini dikkate almadan estetik ürünlerin çapraz karşılaştırılmaya tabi tutulmasına odaklanma riskine.

Örneğin, Bresnihan ve Millner, “Gezegensel İkonlar” başlıklı ikinci ara bölümde, Denis Cosgrove’un (1994) çalışmasını temel alarak yerkürenin Batı’daki tahayyülü dışındaki temsillerini tartışıyorlar. Astronot William Anders’in ünlü Earthrise fotoğrafına (1968) ve Bağlantısızlar Hareketi 5. Zirvesi’nin (1976) logosuna dünyanın farklı temsilleri olarak işaret ediyorlar. Ancak bunlar farklı sözcüklerle farklı anlamlar kazanan göstergeler değildiler sadece. Earthrise sadece Ay’dan bir fotoğraf olduğu için etkili değildir. En kritik olarak, Time dergisinin 1969 yılındaki yeni yıl baskısı için basıldı, ünlü Whole Earth Kataloğu’nun kapağı oldu ve ilk Dünya Günü’nün tanıtım görsellerinde yer aldı. Basılı yayınlarda, televizyonda, hareketin propagandasında yer aldı ve almaya devam etti. Time, Bağlantısızlar’ın logosunu basmıyordu, logo televizyonda Earthrise ile aynı ölçekte gösterilmiyordu ve Bağlantısızlar’ın düşüşüyle birlikte bugün kesinlikle çok daha az yeniden dolaşıma sokuluyor. Tersine, Earthrise kesinlikle 1970’lerde sömürgecilik karşıtı ulusal kurtuluş mücadelelerinin imgeleri, tahayyülleri ve pratiklerinde Bağlantısızlar’ın logosundan daha az harekete geçirildi. Yani, medya süreçleri estetik rejimin bir yönünü dışlama ve pekiştirmede kilit bileşenlerdir ve bu süreçleri yoğun bir şekilde sorgudan geçirmeden rejimin tam bir açıklaması mümkün değildir. Tüm İstediğimiz Dünya kitabının son bölümünde Zapatistler hakkında yapılan tartışmada bu konuya odaklanılıyor. Burada, Zapatistlerin alternatif anlatı yaklaşımının “bağımsız medya kolektifleri ve altyapıları tarafından desteklendiği” (s. 139) belirtiliyor, ancak bu konu daha fazla irdelenmeden bırakılıyor.

Stuart Hall, “Garantisiz Marksizm” üzerine ünlü makalesinde (2021a) ve medya üzerine daha geniş yazılarında (2021b), ideoloji sorununun “materyalist bir teori içinde toplumsal fikirlerin nasıl ortaya çıktığına dair bir açıklama getirme” sorunu olduğunu tekrar tekrar savunmuştur (Hall 2021a: 136). Estetik, imge ve söylem ile hareket arasında iletimi sağlayan, çerçeveleyen ve estetiğe erişim sağlayan çeşitli kurumlar, ilişkiler ve pratikler vardır – “farklı türden fikirlerin kitlelerin zihinlerini kavrama biçimleridir ve böylece bunlar aracılığıyla ‘maddi bir güç’ haline gelir (a.g.e.). Bu olmadan, -fikirlerin zihinleri kavramaları olmadan- estetik güçlerin farklılaşan deneyimlerini ayırt etme yeteneğimiz yoktur. Bresnihan ve Millner’dan, medya altyapısı ve bunun kitabın sınırları içinde estetik rejimlerini nasıl oluşturduğuna dair sistematik bir açıklama yapmaları beklenmemeli, ancak analizlerinin gerçek bir derinlik kazanması için bu ayrıca gereklidir. Propagandanın nasıl işlediği, aktivistlerin birbirlerinden nasıl öğrendikleri ve yeni bir hareket ve dünya hayal etmeye başladıkları – tüm bunlar, insanların bilgiyi nerede buldukları, nasıl buldukları ve nasıl etkileşime girebilecekleri konusunda bir değerlendirme gerektirir. Aksi takdirde, estetiği eşdeğer imgeler, boş gösteren terimler olarak değerlendirme riskiyle karşı karşıya kalırız, bunların üretildiği, dolaştığı ve etkileşimde bulunduğu dengesiz zemini fark etmeden. Ya da başka bir deyişle, insanları nasıl harekete geçirebiliriz?

Rezonans mı Dayanışma mı?

Son bölümde Bresnihan ve Millner, “rezonans” kavramını ortaya koyuyorlar. Bu kavram, “yer aldığımız sosyal ve siyasi hareketlerin, başlangıçta ortak bir talep veya örgütlenme biçimi paylaşmasalar bile bu hareketlerle bağlantılı veya yan hareketlerin arasında ilişkililiği nasıl artırdığını” ifade ediyor (s. 136). Belki de yazarlar için bir zorluk ya da zorlama olarak, rezonansın son bölümde yer almayan “dayanışma” kavramından nasıl ayırt edilmesi gerektiği ise merak konusu. Bir düzeyde, diğer hareketleri görme, tartışma ve yaklaşma biçimlerimizi yeniden merkeze almak, “rezonans” terimiyle ifadesini bulan çok önemli bir iştir, ancak ‘dayanışma’ daha geniş bir gerçeği ifade eder. Yazarlar “estetik pratik” (a.g.e.) çağrısında bulunarak, diğer yapılara karşı estetik rejime direnişin önemini abartarak, çevrecilikten öte bir hareket için verdikleri mücadeleyi zayıflatma riskini almaktadırlar.

Hareketler ve onların inşası etrafında gelişen her estetik rejimin ötesinde, yukarıda tanımlandığı gibi sadece medya rejimi değil, toplumu kesen bir bütün yapı ve pratik yatmaktadır. “Modern çevrecilik” neden bu şekliyle ortaya çıkmıştır? Hareketler arasındaki “rezonanslar” neden sınırlı kalmıştır? Çünkü dünya modern kapitalizm tarafından, özellikle de emperyalizm ve sömürgecilik zincirleriyle kesilmiş durumda. Bu kesinlikle estetik bir rejim üretiyor; aynı zamanda savaşlar, yerleşimci sömürgecilik, devlet baskısı da üretiyor, açlık, hastalık ve daha nicelerini de. Çevreciliğin ötesinde hareketlerin ortaya çıkmasını, gelişmesini ve güçlenmesini engelleyen genellikle bu şeylerin işleyişidir, Bresnihan ve Millner tarafından tanımlanan estetik rejimi değildir sadece. Estetik rejime odaklanmak bir zemin oluştursa da, Bresnihan ve Millner bunu merkeze alarak, başta akademik bilgi üretimi olmak üzere belirli estetik üretim türlerine ayrıcalık tanıma ve hareketler arasındaki diğer bariyerlerin önceliklerini de geriye atma riski taşımaktadırlar. Dolayısıyla, gerekli rezonans türlerini engelleyen sadece çevreciliğin estetik rejimi değildir, başka engeller de mevcuttur. Ken Saro-Wiwa, Amilcar Cabral, dünyanın dört bir yanındaki binlerce topraksız ve yoksul işçi, modern çevreciliğin ortaya çıkışına katılamadılar, çünkü emperyalizm ve sömürgecilik güçleri tarafından öldürüldüler, aç bırakıldılar, bastırıldılar ve kenara itildiler. Bu anlamda dayanışma, rezonanstan farklı olarak, daha derine iner ve bu yapılara karşı farklı faaliyetlerin tek bir alanda eritilmesini talep etmeksizin hareketler arası durumu aşan bir direnişe işaret eder. Dayanışmanın acılı, zengin ve güzel bir tarihi var ve bu tarih rezonans kavramına yakın görünmüyor – kavramın yokluğu kendini anlatıyor.

Bu incelemenin başındaki olaya, Greta Thunberg’in konuşmasının engellenmesine dönelim. Kuşkusuz, Hollanda’daki iklim gösterisinde özgür bir Filistin için tartışma ve slogan atma kararının kendisi bir estetik praksisiydi ve çevreciliğin ötesine geçerek konuşmayı kesintiye uğratanın açıkça rahatsızlığına yol açıyordu. Bir imaj yarattı. Ancak slogan atma kararı, diğer aktivistlerin dinlenmesini talep etmek, sözünü keseni sahneden çekmek – bunlar yarattıkları görüntünün ötesinde bir güce sahip olan hareketler arasında dayanışma eylemleriydi. Bu eylemler sadece rezonansa girmekle kalmadı, harekete de geçti.

Referanslar

Cabral A (1979) Birlik ve Mücadele: Konuşmalar ve Yazılar (çev. M Wolfers). New York: Monthly Review Press

Carson R (1962) Sessiz Bahar. Londra’da: Penguin

Corder M (2023) Greta Thunberg’in Amsterdam’daki iklim protestosunda sahnedeki adam tarafından kısa süreliğine sözü kesildi. PBS Haber Saati 13 Kasım https://www.pbs.org/newshour/world/greta-thunberg-briefly-interrupted-by-man-on- stage-at- climate-protest-in-amsterdam (son erişim 7 Şubat 2024)

Cosgrove D (1994) Tartışmalı küresel vizyonlar: Tek-Dünya, Bütün-Dünya ve Apollo uzay fotoğrafları. Annals of the Association of American Geographers 84(2):270-294

Hall S (2021a [1983]) İdeoloji sorunu: Garantiler olmadan Marksizm. G McLennan (ed) Marksizm Üzerine Seçme Yazılar içinde (s134-157). Durham: Duke Üniversitesi Yayınları

Hall S (2021b) Medya Üzerine Yazılar: Günümüzün Tarihi (ed C Brunsdon). Durham: Duke Üniversitesi Yayınları

Malm A (2017) Tankın duvarları: Filistin direnişi üzerine. Salvage 1 Mayıs, https://salvage.zone/the-walls-of-the-tank-on-palestinian-resistance/ (erişim 7 Şubat 2024)

McKittrick K (ed) (2015) Sylvia Wynter: Praksis Olarak İnsan Olmak Üzerine. Durham: Duke Üniversitesi Yayınları

Patnaik U ve Moyo S (2011) Neoliberal Dönemde Tarım Sorunu: İlkel Birikim ve Köylülük. Cape Town: Pambazuka Yayınları

Rancière J (2004) The Politics of Aesthetics: The Distribution of the Sensible (ed ve çev G Rockhill), Londra: Bloomsbury.

Rancière J (2010) Dissensus: Siyaset ve Estetik Üzerine (ed ve çev S Corcoran). Londra: Bloomsbury Saro-Wiwa K (2018) Silence Would Be Treason: Ken Saro-Wiwa’nın Son Yazıları (eds Í Corley, H Fallon ve L Cox). Wakefield: Daraja Yayınları

Weizman E (2012) Hollow Land: İsrail İşgalinin Mimarisi. Londra: Verso

All We Want is the Earth Polen Ekoloji Kitaplığı Tek İstediğimiz Dünya
Bizi takip edin Bizi takip edin Bizi takip edin Bizi takip edin
Share. Twitter Facebook Email Telegram

Öne Çıkan Yazılar

Değişim Teorisi Nedir?

Polen Ekoloji

Adil Geçişin Yanlış Önermesi – İklim Politikasının Engeli Sayılan Emekçiler

Aykut Çoban

Kızıl Ekolojik Devrim

Polen Ekoloji

Çoklu Krizler Çağında İktisadi Kalkınma, Büyüme ve Ekoloji

Mustafa Durmuş

Coğrafya Üretim Kuvvetidir

Fuat Yücel Filizler

Almanya İklim Hareketi İyimserlik ve Yılgınlık Arasında – 2

Rakel Güngör
Son Yazılar

Onur Yılmaz’a Özgürlük: Açıklama Metni ve İmzacılar / Free Onur Yılmaz: Statement and Signatories

9 Temmuz 2025

Polen Ekoloji Kolektifi Genel Meclis Sonuç Bildirgesi

5 Temmuz 2025

Değişim Teorisi Nedir?

4 Temmuz 2025

Adil Geçişin Yanlış Önermesi – İklim Politikasının Engeli Sayılan Emekçiler

1 Temmuz 2025

Tek İstediğimiz Dünya Kitabı İncelemesi: Rezonans mı Dayanışma mı?

24 Haziran 2025
Arşiv
POLEN EKOLOJİ KİTAPLIĞI

Kızıl Ekolojik Devrim

13 Mayıs 2025

Çoklu Krizler Çağında İktisadi Kalkınma, Büyüme ve Ekoloji

8 Nisan 2025

Çernobil

10 Şubat 2024

Marx Ve Yeryüzü

10 Şubat 2024

Herbaryum

10 Şubat 2024
Hakkımızda
Hakkımızda

POLEN Ekoloji olarak, ekolojik mücadelenin kapitalizme karşı toplumsal kurtuluş mücadelesinin bir parçası ve onun tümüne sirayet edecek biçimde, örgütlü olarak sürdürülmesi gerektiğini düşünen, bu doğrultuda yeni bir program ve stratejinin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesinde yol arkadaşlığı yapmak isteyen herkesi kolektifimize ortak olmaya çağırıyoruz.
iletişim: bilgi@polenekoloji.org - polenekoloji@gmail.com

X (Twitter) Facebook YouTube Instagram
İçerikler

Onur Yılmaz’a Özgürlük: Açıklama Metni ve İmzacılar / Free Onur Yılmaz: Statement and Signatories

9 Temmuz 2025

Polen Ekoloji Kolektifi Genel Meclis Sonuç Bildirgesi

5 Temmuz 2025

Değişim Teorisi Nedir?

4 Temmuz 2025

Adil Geçişin Yanlış Önermesi – İklim Politikasının Engeli Sayılan Emekçiler

1 Temmuz 2025
1 2 3 … 116 Next
Polen Ekoloji’ye Katıl


Kolektif’e Katıl

Destek Ol

Hızlı Destek

Enstitü Seminerlerine Katıl

Bize yaz

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.