Yazar: Raperîn Rênas

Birkaç on yıl evvel bilimkurgu filmlerinin senaryosu olan “kıyamet günü” manzaraları, günümüzde ekolojik belgesellerin ve araştırmaların bilimsel konusu haline gelmiş durumda. Gittikçe büyüyen bir kitle nezdinde, insanlığın yaşam koşullarının temellerini tehdit eden ve bütün yerküreyi kapsayan bir ekolojik krizin çoktan acı bir gerçeğe dönüştüğü apaçık ortada. Tsunamiler, depremler, iklim değişikliği, ozon delikleri, gıda skandalları[1], yok olan canlı formları, hava kirliliği, okyanusların zehirlenmesi, tatlı su kıtlığı, çöp yığınları ve Fukuşima’daki gibi nükleer felaketler, artı çevre kirlenmesinden kaynaklı milyonlarca ölüm artık kapitalist hakikatin gündelik hali oldu. Bilim insanları kanser hastalığının yüzde 90’ının bugün çevre etkilerinden kaynaklı olduğunu belirtiyorlar. Fakat bu, uluslararası tekelleri,…

Devamını Oku