Yazar: Polen Ekoloji

18 Kasım 2025 | Kaynak: Focus on the Global South Çeviri notu: COP30 ile eşzamanlı olarak düzenlenen alternatif Halklar Zirvesi’nin sonuç bildirgesi kritik tartışmaları içinde barındırıyor. Örgütlenme ve mücadele çağrısının, sahte çözümlere karşı uyanık olunmasının öne çıktığı bildirgede BM çerçevesinde imzalanan anlaşmaların, kurumsal zeminlerin emperyalist yağmalamaya maruz kalan, mali-ekonomik sömürgeleştirilmiş ülkeler açısından halen ciddiye alınan bir kürsü olduğu görülüyor. Kapitalizmin temel baskı ve tahakküm araçları ortaya konulurken bunun altındaki maddi-ekonomik temelin bütünüyle ele alınmaması ise mücadelelerin öznesi ve programatik bütünlüğü açısından eksik noktalar olmayı sürdürüyor. İdeolojik çeşitliliğin enternasyonal işbirliği ve yaygınlık açısından sağladığı kolaylığın, aynı zeminlerde Çin’in Latin Amerika’yla ilişkilenişi,…

Devamını Oku

Satın Al Polen Ekoloji Kitaplığından Diğer Kitaplar Çözmemiz gereken acil bir sorun var. Toplumlarımız ve ilerici siyasi örgütlerimiz, iki arada bir derede sıkışmış durumdalar. Bir süredir bu durumdalar ve belirsizlik içinde kendi içlerine çöküyorlar. Herkes – örgütçüler ve örgütçü olmayanlar – iki bilgiyi giderek daha fazla fark ediyor. Birincisi, kapitalist sistemin iklim krizinin temel nedeni olduğu ve bu krizi çözme konusunda hiçbir perspektifi olmadığı. Mantıksal sonuç, ilerici hareketlerin görevinin kapitalizmi ortadan kaldırmak olduğudur. İkinci bilgi ise, iklim kaosuna doğru hızlanarak ilerleyen ısınmanın kontrolden çıkması tehdidi. Başka bir deyişle: aciliyet. Bu iki bilginin de taşıması son derece ağır. İlerici hareketlerin politik…

Devamını Oku

Ekim 2025 bizim için unutulmayacak bir ay olacak. Bu ay, gazeteci, ekolojist dostumuz Hakan Tosun’un aramızdan alındığı büyük bir acıyla damgalandı. Katillerinden, sorumlularından hesabını sorma, onun mücadelesini büyütme sorumluluğunu üstümüzde hissediyoruz. Ekim 2025’te ekoloji gündemi yine enerji-maden projeleri ağırlıklı olmakla birlikte barajlardaki doluluk oranı üzerinden hissedilen kuraklık yaz döneminden kalan bir gündem olarak sürdü. Kanal İstanbul bahanesiyle Sazlıdere Barajı ve Kuzey Ormanları’nda süren inşaat faaliyetlerinin durumu daha da ağırlaştırmasına izin vermemek için İstanbul’daki ekoloji örgütlerinin harekete geçtiğini görüyoruz. Bu ay Kolektifimiz MAPEG’in son 2 yıldır açtığı tüm maden türlerini kapsayan ruhsat ihalelerini haritalandırma çalışmasını paylaşmaya başladı. Sosyal medyada paylaştığımız bu…

Devamını Oku

Emekçi sol basından derlediğimiz haberlerle oluşturduğumuz aylık çevresel ihtilaflar bülteninin Eylül sayısından Filistin başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında özgürlük için her biçimde mücadele eden herkese bir kez daha merhaba! Eylül bültenimiz yaz aylarının devam eden mücadele gündemleri ağırlıklı. İkizköy’deki süren direniş kalan son ağaçların da “süper izin” yasasının verdiği yeni yetkiyle kesilmesinin ardından şimdilik yenilgiyle sonuçlanmış oldu; ancak yasaya karşı çevre örgütlerinin sürdürdüğü eylemler, AYM önü açıklamalar ve Muğla’da Toprağımızı Vermiyoruz kampanyası öncülüğünde düzenlenen miting ile çevre hareketinin önceki yılın hayal kırıklığı ve dağınıklığını aştığı yeni bir döneme girdiği görülüyor. Kürt sorunun çözümü için süren barış görüşmelerine paralel…

Devamını Oku

Polen Dergi’nin 15. sayısını buradan indirebilirsiniz. Polen’nden… 6 Şubat depremlerinin ardından geçen yıllarda depremden etkilenen halkın ihtiyaçlarını karşılamaya uzanmayan devlet eli, acele kamulaştırmalarla tapulu arazilere uzanıyor. Özellikle Hatay’da halkın toprakları gasp ediliyor ve “yeniden inşa” sürecinde barınma hakkı önemsenmeden rant devşiriliyor. Bu saldırılar yalnızca deprem bölgeleriyle sınırlı değil. Temmuz ayında TBMM’de madencilik torba yasası görüşülmeye başlandı. Bu yasa ile halihazırda %60’ı madene ruhsatlı olan coğrafyamızda şirketlerin ruhsat alanlarının genişletilmesi, ÇED süreçlerinin devre dışı bırakılması ve bu süreçteki kararlarda MAPEG’in yetkilendirilmesi planlanıyor. Yine bu dönemde Meclis’ten geçen İklim Kanunu ise “net 0 emisyon, yeşil kalkınma” söylemleriyle bezenmiş ama gerçekte sermaye lehine…

Devamını Oku

Polen Bülten’in Ağustos 2025 sayısından merhaba ! Ülke genelinde basında yer alan ekoloji haberlerini aylık olarak derlediğimiz bültenimizle, artarak devam eden doğa tahribatı ve çevresel yıkımın gelişimini kaydetmeye devam ediyoruz. Madencilik, petrol ve doğalgaz projeleri Ağustos’ta da ekoloji gündeminde merkezi bir yer tutarken, ülkenin dört bir yanından yansıyan haberler iklim krizinin etkileri, ormansızlaştırma, kuraklık ve su kriziyle yüz yüze olduğumuz ekolojik sorunların ağırlığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bülten boyunca geride bıraktığımız ayın ekoloji haberlerinin kısa özetlerini okuyabilecek ve haber kaynaklarına ulaşabileceksiniz. Ekolojik yıkımın tüm yaşamı hedef aldığı koşullarda, emekçiler ve ezilenlerin örgütlü mücadelesine olan inancımızla! Polen Bülten- Ağustos…

Devamını Oku

Bu yazı, Polen Ekoloji Kolektifi Gıda Egemenliği Çalışma Grubu tarafından hazırlanmıştır. GİRİŞ Kırsal kesimde yaşayan çiftçiler, Türkiye’deki yoksulların en yoksulları haline getirildi. Gelirleri çok düşük olan kırsal emekçileri, (tarımsal) üreticiler, iş, aş ve aile geçimlerini sağlamak için meslekleri olan çiftçiliği terk etmek zorunluluğuyla karşı karşıya bırakıldılar. Ekonomik, sosyal, siyasal olarak bugün ve gelecekte ciddi sorunlara gebe olan bu gidişatın durdurulması ve sorunların çözülmesi için; üreticilerin refah düzeylerinin yükseltilmesinin yanı sıra kültürel ve sosyal bakımdan istenilen seviyeye gelebilmelerinin nasıl sağlanacağı üzerine düşünülmesi gerekiyor. Büyük çoğunluğu kentsel alanlarda yaşayan tüketicilerin (halkların) ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaşılabilmesi ve gıda hakkının tesis edilmesi bakımından…

Devamını Oku

Ütopya ufukta. Ben iki adım yürüyorum, o iki adım uzaklaşıyor ve bu arada ufuk koşarak on adım ilerliyor. Öyleyse ne işe yarıyor ütopya? İşte buna, yürümeye yarıyor. EDUARDO GALEANO Son dönemde çevre mücadelesinin gündeminde 2 önemli yasa var; Birisi özünde karbon ticaretini öngören, kirletme hakkını meşrulaştırmaya ve bunun üzerinden şirketlere para kazandırmaya yarayacak olan ‘’İklim Yasası’’. Diğeri zeytinliklerin kıyımının çok ötesinde kapitalist madenciliğin Türkiye’de sert şekilde yükselişini hedefleyen, devlet kurumlarını madenci şirketlerin bürokratik işlemlerini hızlandırmakla görevlendiren ‘’süper izin yasası’’. Ülkenin dört bir yanından çevre örgütleri bir araya gelerek yasanın tehlikelerine, doğada açacağı tedavisi imkânsız yaralara dikkat çekmek ve engellemek için…

Devamını Oku

Satın Al Polen Ekoloji Kitaplığından Diğer Kitaplar İster Filistin’de, ister Türkiye’de, ister İrlanda’da olsun, “çevre ötesi ” hareketler, yeryüzü için verilen mücadelenin toplumsal adalet mücadelesinden, her ikisinin de hayatta kalma mücadelesinden ayrılamaz olduğunu gösteriyor. Tek İstediğimiz Dünya başlığı, toprağın ve insanların kurtuluşunu birbirinin aynısı olarak görenlerin duygularını yansıtarak bu bütünlüğü somutlaştırmaktadır. Filistinli şair Mahmud Derviş, “Dünya Üzerimize Kapanıyor” adlı şiirinde ilgili bir bağlantıyı güçlü bir şekilde yakalıyor: “Son hudutlardan sonra nereye gidelim? Son gökten sonra kuşlar nereye uçsun?” Bu dizeler Filistin halkı ile toprakları arasındaki derin bağı dokunaklı bir şekilde ifade etmekte, toprak kaybının kimlik ve özgürlük kaybına denk olduğunu…

Devamını Oku

Polen Bülten’in Temmuz 2025 sayısından merhaba ! Sıcakların kentleri kavurduğu, maden şirketlerinin saldırılarının hızla sürdüğü, ülkenin farklı bölgelerinde orman yangınlarının devam ettiği bir ayı geride bıraktık. Sermaye ve şirketlerin talepleri doğrultusunda hazırlanan iki kritik yasa, Emisyon Ticaret sistemini merkezine alarak, şirketlere “kirletme hakkı” tanıyan “İklim Kanunu” ve madencilik faaliyetlerinin önünü sınırsızca açan “Süper İzin” torba kanunu bu ay Meclis’ten geçti.  Maden ve enerji projelerine karşı farklı yerellerde direnişler sürerken, “Toprağımızı Vermiyoruz” kampanyası kapsamında ülkenin dört bir yanından çevre örgütleri, köylüler ve emekçiler Ankara’da buluşarak “Süper Talan” yasasına karşı seslerini yükselttiler. Orman yangınlarında oluşan tahribat, doğa ve emek savunusunun bir bütün…

Devamını Oku